Yolsuzluk soruşturmasına düşerek tepki veren borsaya daha da yatırım yapmam
Türkiye’de bir yolsuzluk ve terör soruşturması görülüyor. Buna karşın borsa olağanüstü kayıplar ve negatif anlamda trend dönüşü sergiliyor. Oysa endeksin yönü yukarıydı. Kaan uçtuğu gün vermeyi beceremediği pozitif tepkiyi, Kaan’ın önemini anlayan Avrupalıların tavrını görünce takdir etmeye kalkışmıştı. Evet, mesele gerçekten uçan kalorifer peteğimiz Kaan’dı. Çünkü Kaan, savunma sanayiinin gelişiminin toplamını gösteren bir semboldü. Endeks, mühendislerimizin başarıya koştuğu o gün Kaan’ın hakkını
Türkiye’de bir yolsuzluk ve terör soruşturması görülüyor. Buna karşın borsa olağanüstü kayıplar ve negatif anlamda trend dönüşü sergiliyor.
Oysa endeksin yönü yukarıydı. Kaan uçtuğu gün vermeyi beceremediği pozitif tepkiyi, Kaan’ın önemini anlayan Avrupalıların tavrını görünce takdir etmeye kalkışmıştı. Evet, mesele gerçekten uçan kalorifer peteğimiz Kaan’dı. Çünkü Kaan, savunma sanayiinin gelişiminin toplamını gösteren bir semboldü. Endeks, mühendislerimizin başarıya koştuğu o gün Kaan’ın hakkını vermekten acizdi de Avrupa aciz kalmayınca nihayet jeton düşmüş yönü yukarı çevirmişti.
Sonra birdenbire inanılmaz oranda kayıplar sergilemeye başladı. Borsadaki payların değer değişimine ilişkin artı veya eksi yönde %10’luk sınır olmasa neredeyse tüm değerler silinecek kadar kayıplar… Devamı da gelebilecek gibi duran kayıplar…
Birdenbire demiş olsam da düşüşün bir vakumda olmadığını ifade ettim. Türkiye’de dokunulmaz sayılan, 90’lardan bu yana diplomasına kadar gemisini yürüterek bugünlere kadar gelen bir anlayışın yolsuzluk ve terörün finansmanı gibi ciddi iddialar karşısında soruşturmaya uğraması karşısında borsa hiçbir destek seviyesi tanımadan düşüyor.
İşte, ben bugün diyorum ki bir daha da böyle bir borsaya yatırım yapmam.
Dünyada anaparasına yeniden kavuşsa sarılıp ağlayacak bir daha da ayrılmayacak iki grup yatırımcı var; birisi Borsaİstanbul diğeri de Tesla ve kripto varlık yatırımcıları. Türk borsasının kripto kadar volatil olması olağan değildir. Kimse izah edemez.
Peki, ben gerçekte ne diyorum? Piyasanın bu yozlaşmasına son vermek gerektiğini söylüyorum. Finansal kesimin Türkiye’nin menfaatlerine hizmet eder hale getirilmesi gerektiğini ifade ediyorum. Olabilecek en çarpıcı şekilde bunları söylemek için böyle bir başlık attım.
Bu soruşturma endeksin hafızasına olumlu bir gelişme olarak kaydedilmeliydi. Yüzyılı ancak böyle kazanabilir Türkiye.
Yüzyıl bugün kazanılamayacaksa bir daha da düzen tutmaz memleket, demedi demeyin. Tutsun diyenler, tutmasın diye uğraşanlardan hakka hukuka riayet ettikleri halde daha fazla çalışmalı.
Kategorik olarak tüm rüşvetçilerin, irtikapçıların, yolsuzların çaylarının dahi içilmeyecek, suratlarına dahi tükürülmeyecek insanlar olduğunu değerlendiririm. Partisinden, pırtısından, hizbinden bağımsız, isterse babamın oğlu olsun. Yolsuzluğu, rüşvetçiliği ispatlansın yeter…
Ben bu ülkeye inanıyorum, güveniyorum, başaracağını biliyorum. Daha iyi olabilirdi ama iyiye gittiğini ve iyiye gidişinin engellenemediğini görüyorum.
Fakat finansal kesimi bu denli teslim olmuşken ve buna karşın hiçbir şey yapılmıyorken risklerin büyük olduğunu görüyorum. Ödemeler bilançosu kaynaklı döviz rezervi iyileşmesi 10 milyar dolar dahi değil. Hadi carry-trade üzerinden baksak 25-30 milyar dolar… Bu meblağlar için Türkiye teslim alındı. Bir anlamda kandırıldı. O denli faizler bu kadarcık karşılıklar için ödendi. Finansal kesim yerli-milli amaçlara hizmet edecek şekilde uygulanacak politikalarla yönetilse gerekmezdi onca faiz.
Ben bir yüzyıl istiyorum. 90’ların rezilliğine geri dönmek istemiyorum. Başlanan işler bitsin istiyorum. Bolu Tüneli hikayesi doldu gene her yer. Egemenlerin hileyle hurdayla alavere dalavereyle gemisini yürüttüğü günlere dönmek istemiyorum.
Bir kimse mesela sahte diplomayla toplumun karşısına çıkabilir. Toplum bunu anlamıyorsa toplumun kendi enayiliğidir. Ancak gerçek bir diplomanın aşırılarak toplumun karşısına çıkılması nerden bakılırsa bakılsın toplumu enayi yerine koyan daha adi bir eylemdir.
Bir yüzyıl istiyorum. Bir yüzyıl için birçok meselede dişimi sıkıp sabrediyorum.
Apo mesela. Durduğum yer merhum Muhsin Başkan’ın bu terörist başının nesebinin sıhhatine dair yaptığı konuşmasındaki yerdir. Bir santim sapmam buradan fakat dayanıyorum. Vadedilen kâbus operasyonunu bekliyorum.
Cumhur İttifakının sadece Türkiye için de değil, dünya için dayanışma zaviyesinden yeni bir paradigma ortaya koyduğunu görüyorum. Kapitalist paradigmayı (rekabet-çatışma) benimseyenlerin artık var olamamasını buna bağlıyorum. Sürdüremiyorlar. Olmuyor. Yeni Türkiye’nin paradigmasıyla çeliştiklerinden faka basıp duruyorlar.
Konumla bu paradigma değişiminin bağlantısına geleyim. Piyasa da faka bastı. Yolsuzlukların giderildiği bir ekonominin borsası bu süreçteki gelişmelere olumlu tepki vermeliydi. Ama toplumla ve içinde bulunduğu ekonomiyle çatışmayı tercih etti. Hukuk süreci gereği “aslı-astarı varsa” şerhimi koyayım.
İyi de piyasa, finansal kesim, zaten kapitalist paradigmadan çalışır, denecektir. El hak doğrudur. Ancak bilinmesi gereken şudur; dayanışma hakkı hedefler, kapitalist ise hayatta kalmanın şartlarını yerine getirmekten başka hedef ve değer tanımaz ve politikalar doğru belirlenirse kapitalistler milli amaçlara hizmet ettirilebilir.
Türkiye’de piyasa ıslah edilmediği müddetçe yatırım yapılmaz. Borsada olmak yükselen ve temizlenen Türkiye’ye yatırım yapmaktır. Bu bir fırsattır ve böyle bir fırsat toplumun elinden alınamaz. Yatırımcı borsaya girdiğinde Türkiye’nin aleyhine değil, lehine katkı yapıyor olmalıdır. Bunun karşılığını ummalıdır. Yatırımcı başka neyi murad edecek? Bunun gereği illa yapılmalıdır. Bankalardan başlayarak… Fakat bu fırsat kapitalist operasyonlarla yatırımcının elinden alınmaktadır.
Piyasanın yarısı, en baba oyuncuları, bankacılık olsun sermaye piyasaları olsun kamu sermayeli kurumlardan oluşuyor yahu… Ama kimse dur demediğinden onlar da kapitalistlerin peşine gidiyorlar. Sadece kimse dur demediğinden değil, onlar da doğruyu yaptıklarına inanıyorlar. Onlar da aynılar zaten. Dur demek sorumluluğunda olanlar da aynı.
Hadi artık. Müdahale denilen şey “dolar alırım, dolar satarım, gerekirse vadeli uzlaşma açarımla” olmaz. Buna müdahale değil, müdafaa denir. Kurşundur biter. Son mermiyi kafana sıkarsın. Gerçek müdahale finansı milletin emrine amade etmekle olur.