10 yılda 100 yılın tohumlarını ekemezsek, yok oluruz...
Türkiye, fiilen işgal edilemedi; ama zihnen işgal edildi: Bizim tam bin küsur yıl insanlık tarihini yapmamızı mümkün kılan medeniyet iddialarını önce terketti; sonra da inkâr etme aymazlığı...
Türkiye, fiilen işgal edilemedi; ama zihnen işgal edildi: Bizim tam bin küsur yıl insanlık tarihini yapmamızı mümkün kılan medeniyet iddialarını önce terketti; sonra da inkâr etme aymazlığı gösterdi!
Tarihin akışını değiştiren medeniyet dinamiklerini dinamitleyen bir ülkenin bilimde, düşüncede, sanatta insanlığın önünü açacak bir atılım gerçekleştirmesi, elbette ki, olmayacak bir şeydi...
ŞİMDİ UZUN SOLUKLU BİR MEDENİYET YOLCULUĞUNA SOYUNMA VAKTİ...
Türkiye'de, bu ülkenin çocuklarını aşağılık kompleksinin eşiğine sürükleyen, özgüvenini, düşünme melekelerini yok eden sömürgeci eğitim sistemi, yoz ve yozlaştırıcı kültür, sanat ve medya rejimi genç kuşaklarımızı kurşuna diziyor, ruhsuzlaştırıyor yaklaşık bir asırdır...
Oysa bu durum, tarihin akışını değiştiren, keşfedilmeyi, yeniden icat edilmeyi bekleyen, yeniden icat edildiğinde hem ülkemizin hem de insanlığın önünü açacak medeniyet iddialarımızı yitirmemize yol açıyor yalnızca...
Yüzyıldır yaşadığımız bu kültürel inkâr ve intiharın kaçınılmaz sonucu olarak bu toplum, yokolmanın eşiğine sürüklendi ama bu vefakâr ve cefakâr halkın, sabrı, basireti ve engin ferasetiyle ortaya koyduğu çabalarla kritik eşik aşıldı...
Medeniyet gökkubbemiz çöktüğü için düştük... kendimize olan güveni yitirdik... ama teslim bayrağı çekmedik...
Rotamızı bulduk ve istikametimizi muhkemleştirmek için, zihnimizi körleştiren, ruhumuzu delik deşik eden bütün engelleri önce belirleme, sonra da aşma mücadelesi veriyoruz...
Şimdi artık toparlanma, muhasebe yapma, yanlışlıklarımızı gözden geçirme, zihnimizi körleştiren, ruhumuzu yok eden ezberlerimizi sorgulama ve emin adımlarla geleceğe yürümemizi sağlayacak, genç kuşaklarımıza ruh, ideal, özgüven kazandıracak uzun soluklu bir medeniyet yolculuğuna soyunma vakti...
RUH ATILIMI OLMADAN ASLÂ!
Büyük krizler, hem bir imtihandır hem de bir imkân. Bütün büyük doğumlar, önaçıcı köklü yolculuklar büyük kriz zamanlarının çocuğudur.