Aile çöküyor, toplum çatırdıyor... Nizamülmülk’ün “gece orduları” gerek bize...
Hayat, sâbiteler ve değişkenler arasındaki diyalektiğin, etkileşimin sonucunda yeşerir.Dahası, hayatı varkılan, insanı yaşatan “kültür” de, sanat da, fikir de, siyaset de sâbitelerle değişkenler...
Hayat, sâbiteler ve değişkenler arasındaki diyalektiğin, etkileşimin sonucunda yeşerir.
Dahası, hayatı varkılan, insanı yaşatan “kültür” de, sanat da, fikir de, siyaset de sâbitelerle değişkenler arasındaki diyalektik ilişki üzerinden işler.
SÂBİTELER, DEĞİŞKENLERE RUH ÜFLEYECEK KADAR GÜÇLÜ DEĞİLSE, TOPLUM ÇÖKER...
Sâbitelerini yitiren toplumlar, kaçınılmaz olarak, değişkenleri, sâbite katına yükseltirler.
Bizde, bizim medeniyetimizde hayatımıza yön veren dinamikler, değişkenler üzerinden şekillenen değerler değil, sâbitelerdir. Bizde değerler yoktur; sâbiteler vardır.
Değerler, değişkenlerin sâbite katına yükseltilmesinin ürünüdür. Bugün değer olarak kabul edilen pek çok şey, dün değer olarak kabul edilmiyordu. Tersi de doğru bunun.