Batılı Leviathan’ın gölgesinde İslâm’la savaş stratejisi Çin’i de, Hindistan’ı da “bitirir”
Tarihin yeniden yapıldığı bir dönemeçten geçiyoruz: Batı uygarlığının kendisinin yaşadığı ve dünyaya her bakımdan hâkim olduğu için de bütün dünyaya...
Tarihin yeniden yapıldığı bir dönemeçten geçiyoruz: Batı uygarlığının kendisinin yaşadığı ve dünyaya her bakımdan hâkim olduğu için de bütün dünyaya yaşattığı büyük bir felsefî (teorik) ve siyasî (pratik) krizle karşı karşıyayız. Hem köklü bir anlam krizi var; hem de Batılı Leviathan’ın (küresel kapitalist canavar’ın) kendisi dışındaki bütün dünyaları, medeniyetleri, kültürleri, felsefeleri ayartarak uyutması ve yutması tehlikesi.
Batılı Leviathan’ın hem varlığa hem de bütün insanlığa saldırısına Çin ve Hindistan da eklemlendi. Batılı Leviathan’ın İslâm’la savaşına var güçleriyle destek çıktıkları gözleniyor iki yükselen dünya gücünün de.
Oysa Batılı Leviathan, İslâm’ı canavarlaştırarak kendini aklamaya ve yeniden icat ederek varlığını idame ettirmeye çalışıyor; bunun için İslâm’la savaşıyor.
Bu ayartıcı stratejinin Çin ve Hindistan tarafından da benimsendiği, her iki ülkede de İslâm’ın izlerinin silinmeye çalışıldığı, bunun için çok büyük insanlık suçlarının işlendiği gözleniyor. Şu ân öfke doluyuz ama sâkin bir kafayla olup bitenleri nasıl anlayabileceğimiz ve ülkemizi yöneten insanlara izleyebilecekleri derinlikli bir yol haritasını nasıl önerebileceğimiz...