Batılıların yüzyıllık stratejisi: Ortak tarih şuuru ve medeniyet tasavvurumuzun bin yıllık omurgasının çökertilmesi
Adnan Oktar “şebeke”sine karşı -geç de olsa- önemli bir operasyon başlatıldı. Fırsatperestler televizyonlarda sahne almaya ve açık açık hedef göstererek cemaatlere, tarikatlere saldırmaya ...
Adnan Oktar “şebeke”sine karşı -geç de olsa- önemli bir operasyon başlatıldı.
Fırsatperestler televizyonlarda sahne almaya ve açık açık hedef göstererek cemaatlere, tarikatlere saldırmaya başladılar yine.
Cemaatlerin, tarikatların sorunlarını, devletin cemaatlere ve tarikatlere nasıl bakması gerektiği meselesini sonraki yazıda mercek altına alacağım.
Bu yazıda Osmanlı’nın, dolayısıyla hilafetin bitirilmesinden sonra paramparça olan İslâm dünyasında sadece cemaatlerin, özellikle de tarikatlerin iyi kötü temsil ettikleri bin yıl İslâm dünyasını akîdevî, fikrî ve siyâsî olarak dimdik ayakta tutan Ehl-i Sünnet Omurga’nın çökertilmesinin emperyalistlerin en büyük hedefleri olduğunu, Soğuk Savaş’ın bitirilmesinden sonra Batılıların yüzyıllık stratejilerinin Türkiye’nin Ehl-i Sünnet Omurga üzerinden ayağa kalkma ve mazlum dünyayı ayağa kaldırma müstakbel girişimini durdurma stratejisini en önemli stratejileri olarak belirlediklerini altını çizerek hatırlatmak istiyorum bir kez daha.
Cemaatlere ve tarikatlere saldırmak, Ehl-i Sünnet omurgaya ve İslâm’ın medeniyet coğrafyamızdaki, özellikle de ülkemizdeki Müslüman varlığına saldırmak demektir. Bu da, bu toplumun İslâmî damarlarını kurutmakla sonuçlanacak tehlikeli bir girişimdir, intihardır, kendi ayağımıza sıkmamızdır!
KURUCU MELİKŞAH, UYGULAYICI NİMAMÜLMÜLK, TEMELLERİ KOYUCU GAZÂLÎ