Bir kültür felsefesi: Ontolojik şiddet ya da kültürü de yok eden kültür

Çağımız güya “kültür” çağı: İletişim ve bilişim endüstrisinden film, televizyon, sanat, eğlence, spor ve kültür endüstrisine kadar kadar “kültür”, çağın...

Çağımız güya “kültür” çağı: İletişim ve bilişim endüstrisinden film, televizyon, sanat, eğlence, spor ve kültür endüstrisine kadar kadar “kültür”, çağın dinine dönüşmüş durumda.

“Kültür” sözcüğünü özenle ve özellikle tırnak içine alarak kullanıyorum. Çünkü kültürü de yok eden bir “kültür”den sözediyoruz.

Doğru tanımlama şu aslında: Çağımız “kültür” çağı değil, “kültürel”in hâkim olduğu çağ; her şeyi kültürleştirerek kültürü de yutan bir ağ.

Kültür, en netameli kavramlardan biri: Kültürel ise kültür’den de netameli.

Kültür, kabaca, bir hayat tarzı, bir duyma, düşünme, duyarlık biçimi.

Kültürel ise, her şeyin kültürleştirilmesi: Siyasetin kültürleştirilmesi, ekonominin kültürleştirilmesi, dinin kültürleştirilmesi, cinsiyetin kültürleştirilmesi.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kadîm Mısır medeniyetinin izini sürerken… (1) 20 Nisan 2025 | 61 Okunma Zürih’in çağrısı, Lozan'ın acısı ve o akşamın sırrı 18 Nisan 2025 | 181 Okunma Bir kitapçıda Medeniyet arayışı: BASEL’in sessiz kapıları 14 Nisan 2025 | 130 Okunma Stuttgart'ta da bir dil var ama bu dili anlamak için kalp kulağını açmak gerekir 13 Nisan 2025 | 101 Okunma Münih’te sessiz akan zamanın içinden: Yusuf Kaplan ve Medeniyet Mefkûresi 11 Nisan 2025 | 120 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar
Close menu