Çıkış yolu: Kerahet vaktin/d/e direniş, diriliş ve varoluş ruhu...
Yüzyıl önce, Osmanlı tasfiye edildi; dünya hem dengesini hem de ruhunu yitirdi ve cehenneme çevrildi.Yüzyıl sonra, dünyanın dengesi yine alt üst oldu; yine kurtlar sofrası kuruldu...Yüzyıllık oyunlar, planlar, stratejiler...
Yüzyıl önce, Osmanlı tasfiye edildi; dünya hem dengesini hem de ruhunu yitirdi ve cehenneme çevrildi.
Yüzyıl sonra, dünyanın dengesi yine alt üst oldu; yine kurtlar sofrası kuruldu...
Yüzyıllık oyunlar, planlar, stratejiler yenilenerek yeniden sahneye konuldu.
Ama bunların hepsi püskürtülecek inşallah...
TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ: DÜNYANIN GELECEĞİ
Bütün bu türbülansların, altüstoluşların merkezinde biz varız yine...
Yüzyıl önceki hesaplar güncelleniyor, stratejiler yenileniyor, haritalar bizim üzerimizden yeniden çiziliyor...
Şu kesin artık: Türkiye'nin geleceği, dünyanın geleceğidir: Türkiye'nin bizim üzerimizden sahnelenen oyunlara, sahneye konulan planlara göstereceği tepkinin niteliği, dünyanın alacağı şeklin belirlenmesinde kilit rol oynayacak...
TARİHİN GÜNDÖNÜMÜ VAKTİNDE KADER VE KEDER...
Tarihin gündönümü vaktindeyiz: İkindi vaktinde... “İkindi namazını” kerahete bırakmayı tercih edersek, sahici ve samîmî olmadığımıza hükmedecek kader; ve bizi katlanması, dahası, başa çıkılması zor bir keder bekleyecek...
Bütün keramet, İkindi namazını kerahete bırakıp bırakmamakta gizli: Sahicilik ve samimiyet testinde yani.
Nasıl bir ikindi vaktiyle, yani bir gündönümü ânıyla karşı karşıya olduğumuzu iyi bilmemiz, iyi idrak etmemiz ve bu asil idrak ve bilinçle hakkıyla donanarak hareket etmemiz gerekiyor...
“Gelene ağam, gidene paşam” dedik yüzyıl boyunca ve bir arpa boyu mesafe katedemedik... Bunu iyi bileceğiz: Bunu bilemezsek, geleceğe emin adımlarla yürüyemeyeceğimizi aslâ gözardı etmeyeceğiz...
Unutulan bir şey var: Bu topraklar, hakikat savaşının muhkem tohumlarının ekildiği aziz topraklar.
Hakikati hayat hâlinde getiren, hakikat'ten süt emen asalet, adalet, ahlâk, feraset ve basiret ilkeleriyle sadece Müslümanlar için değil, Müslümanların yurdunda herkes için selâm yurdu, barış yurdu inşa edilen, dünya üzerinde şerrin ve şeytanlıkların defedildiği, hakkın ve hakkaniyetin bayrağının dikildiği çilekeş topraklar.. çileyle yoğrulan insanların hakikate yurt yaptıkları topraklar...
İşte tam da bu nedenle, bin yıl hakikatin hayat bulması, hayatımız olması, insanlığa ve varlığa hayat sunması için dalgalandırdığımız hakikat bayrağı, indirilmeye çalışıldı kaç kez...
Ama Medine'den beslenen bu toprakların hakikatli çocukları, hakikat bayrağının indirilmesine izin vermediler hiç bir zaman.