Direniş ve diriliş ruhuyla donanmadan aslâ!
Yaşadığımız büyük paradoks şu: İslâm, küresel sistem tarafından dönüştürülemedi; ama Müslümanlar, küreselleşen izâfîleştirici, ayartıcı seküler postmodern...
Yaşadığımız büyük paradoks şu: İslâm, küresel sistem tarafından dönüştürülemedi; ama Müslümanlar, küreselleşen izâfîleştirici, ayartıcı seküler postmodern kültür tarafından dönüştürülüyor hızla...
Müslümanlar, sekülerleşerek, konformistleşerek İslâmî duyarlıklarını yitirdikçe ve dönüştükçe, İslâm’ın protestanlaştırılması, sahte, paralel dinlerin icat edilmesi, meşrulaştırılması gibi tehlikeli bir süreç var önümüzde.
MÜSLÜMAN, BULUNDUĞU YERİN ŞEKLİNİ ALAN DEĞİL, BULUNDUĞU YERE ŞEKLİNİ VEREN KİŞİDİR
Müslüman, bulunduğu yerin şeklini alan kişi değil, bulunduğu yere şeklini veren kişidir.
Hep böyle olageldi...
İslâm’ın doğduğu ve yayıldığı zamanlardan yakın zamanlara kadar yaşanan bir gerçektir bu: Tüccarların ticarî faaliyetler için gittiği yerlerde, doğuşunun ilk yarım asrında İslâm hızla yayılmaya başladı, Doğu’da Hindistan ve Çin’den, Batı’da İspanya ve Portekiz’e kadar bütün küre çapında...