Dün, devletler Leviathan’dı (canavardı), günümüzdeyse şirketler!
Amerikan seçimleri, Amerika içindeki savaşın tohumlarını günyüzüne çıkarmakla, Amerika’nın yumuşak karnının veya sinir uçlarının neler olduğunu gözler önüne sermekle kalmadı yalnızca; aynı zamanda dünyanın nereye gittiğinin ipuçlarını da fâş etti.
Irak, 1990’ların başında işgal edilip de smart teknoloji ürünü gelişmiş silahlarla, bilgisayar oyunu oynar gibi, sivillerin üzerine bombalar atılınca, ardından da bu bombaları atan haydut Amerikan askerlerinin bilgisayar tuşlarına basarak sivillerin üzerine yağdırdıkları bombalardan sonra “sevinç naraları” atınca, çağı en iyi anlayan cins Fransız düşünür Jean Baudrillard, “Irak’ta savaş filan olmadı!” demişti. Ve bütün şimşeklerini üzerine çekmişti entelektüel dünyanın öndegelen isimlerinin!
Bendeniz de Amerika’da seçimler filan olmadı, diyorum.
Ne oldu, peki?
Medya darbesi oldu. Aristo, Marx ve Freud kullanılarak gerçekleştirilen bir dromokratik darbe!