Edebiyatsız bir toplumun kaderi...
"Şezlongunuza düşer ölüm,” demişti büyük şair. Şezlongunuza düşerken ölüm, ne yer, ne gök dinler sizi. Ne balkon, ne salkım ağacı. Salkım saçak dökülürsünüz!...
"Şezlongunuza düşer ölüm,” demişti büyük şair. Şezlongunuza düşerken ölüm, ne yer, ne gök dinler sizi. Ne balkon, ne salkım ağacı. Salkım saçak dökülürsünüz! İnim inim inler her yer; hem gök, hem yer; hem bakır, hem de demir! HAYATIN ADI DA TADI DA YOKSA... Hayatın tadı var mı? Bir tadı yok hayatımızın. Adı yok çünkü… Hakikatten beslenen, hayatı hakikatle besleyen, yücelten, insanı ötelere eriştiren kanatlandırıcı bir hayat değil hayatımız artık, ne yazık ki! Hareketli, dinamik ve heyecanlı bir hayat bizimkisi, öyle mi? İyi de, ne rengi var, ne kokusu? Ne dokusu var, ne de ruhu? Böylesi bir hayat, hareketli olsa kaç yazar, dinamik olsa neye yarar, heyecanlı olsa ne katar hayatımıza ki?