Felâketin göstergesi: Müslüman’ın, “üstün olduğu” fikrini yitirmesi
Grekler, başkalarını “barbar” olarak görüyorlardı. Zamanla, bu, emperyalizmle birlikte ürpertici boyutlar kazandı; Batılılar, başkalarını “cehennem” olarak görmeye başladılar.
Başkalarını, başka dinlere, medeniyetlere, dünyalara mensup insanları Grek veya Romalı ya da Avrupalı olmadığı için “barbar”, “vahşî”, “canavar”, “öteki” ya da “cehennem” olarak gören bir uygarlığın evrenselliğinden, evrensel değerlere sahip olduğundan sözetmek mümkün mü, peki?
Ezberlerimizi çöpe atalım...
Avrupa, taşralıdır; Amerika ise, bildiğin “dağlı”, burnundan kıl aldırmayan ama acıklı, kaba-saba bir ukala!
TAŞRALI BATI, EVRENSEL İSLÂM!
Müslümanların, yaşadıkları epistemolojik kırılma ve ontolojik kopuş, zihinlerini ve konumlarını yitirmeleri, “Müslüman’ın üstün olduğu” fikrini yitirmelerini kolaylaştırdı.
Çok sevdiğim ve kadîm bilgeliği yansıtan çok az Latince kavramdan biriyle ifade etmem gerekirse, insan, “terra incognita”dır; keşfedilmemiş kıtayani.
Keşfedilmeyi bekleyen eşsiz bir hazine...
Keşfedilmesi gereken uçsuz bucaksız bir dünya...
Allah’ın (cc) bütün isimlerinin ve sıfatlarının tecelligâhı, mazhargâhı yalnızca insandır.
O yüzden insan eşref-i mahlûkattır. Yaratılmışların en şereflisi olduğu için keşfedilmeyi bekleyen uçsuz bucaksız bir dünyadır insan.
Müslüman’ın, “üstün olduğu” fikri, diğer insanları aşağılamasını gerektirir mi?
Hayır!