İlâhiyât’ların ve eğitimin zihniyet ve sistem sorunu

İlâhiyât camiası yine kaynamaya başladı. Tartışılan konu, görünüşte İlâhiyât'larda felsefe eğitiminin yeri sorunu; ama gerçekte yaşanan sorun, bir zihniyet...

İlâhiyât camiası yine kaynamaya başladı. Tartışılan konu, görünüşte İlâhiyât'larda felsefe eğitiminin yeri sorunu; ama gerçekte yaşanan sorun, bir zihniyet çatışması.

Doğrusu, iki tarafın da temelde iyi niyetinden şüphe etmiyorum. Ama sorunun, YÖK'teki iyi niyetli bazı arkadaşları linç girişimine dönüştüğü gözleniyor; ki, bu, meselenin mecrasından sapmasına, asıl konuşulması gereken yakıcı meselenin ıskalanmasına yol açıyor.

Asıl konuşulması gereken mesele şu oysa: Özelde İlâhiyât'lardaki, genelde ülkemizdeki eğitimin çapı, İslâmî niteliği ve yaşadığımız köklü medeniyet buhranının anlaşılıp, anlamlandırılıp, aşılması konusunda dikkate değer bir birikim ortaya konulup konulamadığı meselesidir.

SÖMÜRGECİ EĞİTİM SİSTEMİ!
Türkiye'deki eğitim sistemi, kaba-pozitivist, sığ, ithal bir eğitim sistemi. Ruhsuz, köksüz, geleneksiz, yaratıcılıktan uzak.

O yüzden çocuklarımızın zihin ve hayal dünyalarını delik deşik ediyor. Dolayısıyla hem yetenek öğüten bir makina'ya dönüşüyor hem de çocuklarımızın özgüvenlerini yerle bir eden, iflah olmaz bir aşağılık kompleksinin eşiğine sürüklüyor.

Özetle, bizim medeniyet dinamiklerimizi, tarihî derinliğimizi ve kültürel zenginliğimizi çocuklarımıza öğretmek ve güçlü bir özgüven duygusu kazandırmak yerine, böyle bir özgüven duygusunu kazandıracak bütün dinamiklerimizi inkâr ederek dinamitlediği için tam bir aşağılık kompleksinin ve dolayısıyla intiharın eşiğine fırlattı bizi: Yabancılaşmış, mankurtlaşmış, köksüz, bütün yaratıcı melekelerini yitirmiş, her bakımdan bitmiş kuşaklar icat etti.

Böyle bir şeyi sömürgeci Batılılar bile yapamazdı. Sonuçta Batılılar tarafından dışarıdan fiilen sömürgeleştirilemeyen bu ülke, içeriden, pergelini şaşırmış, metamorfoz yemiş, celladına âşık yerli sömürgeciler tarafından içeriden, zihnen sömürgeleştirildi.
Çığır açıcı bir eğitim sistemine ihtiyacımız var. Böyle bir sistemi, Müslümanlar olarak biz geliştirdik tarihte. Ortaçağları ve modernliği kuran eğitim sistemini Batılılar bizden aldılar. Oxford, Sorbonne, Paris, Marburg, Padua, Bologna, Palermo üniversiteleri, Bağdat, Kayrevan, Kurtuba medreseleri model alınarak kuruldu.

PERGEL METAFORU VE TEVÂRÜS, TEMELLÜK, TEMESSÜL SÜREÇLERİ

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Tefekkürün hür kalesi: Bilginin hıfzı 22 Kasım 2024 | 79 Okunma Kuşanmadan kuşatamazsın: İlim, İrfan, Hikmet ekseninde Medeniyet Tasavvuru Yolculuğu 18 Kasım 2024 | 177 Okunma Yahudiler Hollanda’yı nasıl dönüştürüyor? 17 Kasım 2024 | 481 Okunma Entelijansiyası olmayan bir ülke, bağımsızlığını da varlığını da sürdüremez!  15 Kasım 2024 | 260 Okunma Maarifin dirilişi: Medeniyetin kalp ve zihin yolculuğu 11 Kasım 2024 | 186 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar