Let’s face the music!
Osmanlı’nın son dönemlerinde karşı karşıya kaldığımız köklü sorunlar ve açmazlar, bizi, ben-idrakimizi, kültürel dinamiklerimizi ve anlam haritalarımızı olumsuzlamaksızın, kendi...
Osmanlı’nın son dönemlerinde karşı karşıya kaldığımız köklü sorunlar ve açmazlar, bizi, ben-idrakimizi, kültürel dinamiklerimizi ve anlam haritalarımızı olumsuzlamaksızın, kendi dinamiklerimizden ve deneyimlerimizden yola çıkarak yenileşme, anlam haritalarımızı yeni şekillerde yeniden icat etme çabası içine itmedi. Aksine, anormal sonuçlarını veya tezahürlerini hâlâ yaşamakta olduğumuz “anlamsız” ve zoraki bir kültür ve medeniyet değiştirme projesi geliştirmeye sürükledi.
Oysa böylesi bir çaba, tarihin, kültürel ve toplumsal değişimin temel ilkelerine taban tabana tersti/r. Dünya tarihinin hiçbir döneminde, hiçbir toplumda böylesi bir şeye rastlanmamıştır.
İşte bu nedenledir ki, Türkiye’deki kültür ve medeniyet değiştirme projesi hem tutmamıştır; hem de topluma, toplumun kimliğini, ben-idrakini, kollektif hafızasını, zihin kalıplarını oluşturan kültürel dinamiklerimize rağmen hayata geçirilmeye çalışılan bu proje, kaçınılmaz olarak elitlerle toplumu karşı karşıya getirmiş, elitlerle toplumun önceliklerini farklılaştırmış; son kertede gerçeklerle, gerçek sorunlarla yüzleşmek yerine yapay sorunlar...