Manevî (entelektüel, kültürel, ahlâkî) temellerden yoksun maddî atılımlar hüsranla sonuçlanır!

1999 Marmara Depremi, ülkemizin yaşadığı en büyük, en yıkıcı depremlerden biriydi. Batı medyası da yoğun ilgi göstermişti depreme. Fakat verdiğimiz kayba değil, gösterdiğimiz, Batı...

1999 Marmara Depremi, ülkemizin yaşadığı en büyük, en yıkıcı depremlerden biriydi.

Batı medyası da yoğun ilgi göstermişti depreme. Fakat verdiğimiz kayba değil, gösterdiğimiz, Batı toplumlarında olmayan ruha dikkat çekmişti daha çok.

Mesela The New York Times manşete taşıdığı haberinde, “Bu nasıl bir şey ki, devletin bile ulaşamadığı deprem bölgesine, ülkenin en doğusundaki insanlar hızır gibi ulaşabiliyor ve depremin yaralarını hep birlikte sarabiliyor Türk toplumu” diyordu!

Yabancı bir gazete, yaşadığımız bir tabiî felâkette verdiğimiz kaybı değil, bu felâketle muazzam bir şekilde mücadele etmemizi sağlayan ruhu, kazancımızı öne çıkarıyordu.

Bu toplumda, başka toplumlarda olmayan bir şey vardı: Ruh. Bu toplum, ruhunu yitirmemişti.

Hatta küresel ölçekte gerçekleştirdiği mazlumlara yardım kampanyalarıyla bu ruhun nasıl mazlumların umudu olduğunu gösteriyordu. Türkiye, dünyanın ruhudur, diye yazıp duruyordum yeri gelen her yerde ve durumda, bu nedenle.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kuşanmadan kuşatamazsın: İlim, İrfan, Hikmet ekseninde Medeniyet Tasavvuru Yolculuğu 18 Kasım 2024 | 177 Okunma Yahudiler Hollanda’yı nasıl dönüştürüyor? 17 Kasım 2024 | 481 Okunma Entelijansiyası olmayan bir ülke, bağımsızlığını da varlığını da sürdüremez!  15 Kasım 2024 | 259 Okunma Maarifin dirilişi: Medeniyetin kalp ve zihin yolculuğu 11 Kasım 2024 | 186 Okunma Amsterdam’da gerçekte ne oldu?  10 Kasım 2024 | 591 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar