Millet, devleti kurtardı; ama devleti kurmasına izin verilecek mi?
ManşetGündemDünyaSporEkonomiTeknolojiHayatYazarlarÇok OkunanlarÇok İzlenenler×Yeni ŞafakPiri MedyaFREE - In Google PlayVIEW GAZETE YAZARIMillet, devleti kurtardı; ama devleti kurmasına izin verilecek mi?01 Ağustos 2016, 04.00Yusuf...
Manşet
Gündem
Dünya
Spor
Ekonomi
Teknoloji
Hayat
Yazarlar
Çok Okunanlar
Çok İzlenenler
×
Yeni Şafak
Piri Medya
FREE - In Google Play
VIEW
GAZETE YAZARI
Millet, devleti kurtardı; ama devleti kurmasına izin verilecek mi?
01 Ağustos 2016, 04.00
Yusuf Kaplan
Yusuf Kaplan
Tüm Yazıları
748 748
15 Temmuz gecesi, Türkiye'ye büyük bir saldırı oldu. İçerdeki hâinleri kullanarak dış-güçler tarafından tezgâhlanan bir saldırıydı bu!
Türkiye'nin, bu milletin varlığına kasteden alçakça bir işgal girişimiydi bu aslında: O yüzden bu ülkenin Meclis'i bombalandı -tarihinde ilk kez! O yüzden halka bu ülkenin F-16'larıyla, helikopterleriyle bomba yağdırıldı; tanklarla masum insanlar katledildi!
Ama bu millet, asil bir millet olduğunu gösterdi: Tanklara göğsünü siper etti ve tarihte benzerine az rastlanır bir direniş örneği sergiledi: Sarsılmaz inancıyla, vatan sevgisiyle tankları “ezdi geçti”.
15 TEMMUZ RUHU'NU YOK EDECEK TEHLİKELİ YÖNELİM...
Bütün bunlar yazıldı çizildi.
Ama asıl söylenmesi gereken henüz söylenmedi. Affınıza sığınarak söylenmesi gerekeni söylüyorum: 15 Temmuz gecesi, millet, devleti kurtardı.
15 Temmuz gecesinden bugüne dek gözden kaçan tehlikeli bir olay yaşanıyor: Birileri, bu ülkede bütün darbelerin gerisindeki bazı çevreler, Kemalist askerler, darbeci-zihniyetli tipler, halkın yazdığı 15 Temmuz destanını rehin almaya çalışıyor, yazılan büyük destanı buharlaştıracak sinsi bir oyun tezgâhlıyor!
Şunu her zaman söyledim: Bu toplumun bütünleşmeye, kenetlenmeye, kardeşliğin kıymetini bilmeye, yekvücut olmaya, müşterek bir geleceğe birlikte yürümeye ihtiyacı var. Hem de şiddetle.
Toplumun kenetlendiği, bütünleştiği bu ortamda, ayrıştırıcı bir tavır takınmam sözkonusu olamaz. En zor zamanlarda bile, bu toplumun kenetlenmesi gerektiğine her zaman dikkat çekmiş bir yazar olarak bunu söylemem bile gereksiz: Açın bakın gazetenin arşivine göreceksiniz bunu.
Sözgelişi, Ergenekon operasyonunun yapıldığı günlerde, herkesin “gaza geldiği” bir zaman diliminde, bunun bir tezgâh olduğunu yazdım; Ergenekoncu olmakla yaftalandım; özellikle de kirli PÇete tarafından linç edildim.
Örnekleri çoğaltmak gereksiz... Sadece bu bile kâfî.
KATI LAİKLİK-KEMALİZM İDEOLOJİSİ POMPALANIYOR: 15 TEMMUZ RUHU BİTİRİLEBİLİR!
Gelmek istediğim nokta hayatî: Bütün televizyonlardan Kemalizm propagandası yapılıyor; Kemalistler aklanıyor; dolayısıyla anakronik, fosilleşmiş, milletin burnundan getiren kaskatı, militan bir laiklik ve Kemalizm ideolojisi pompalanıyor!
İşte bu beni ürkütüyor: Bu sürecin varacağı yer, 15 Temmuz destanının rehin alınması, buharlaştırılması, sulandırılması ve fosilleşmiş, topluma çok ağır bedeller ödetmiş, bütün darbelerin birinci derecede sorumlusu Kemalizm ve laikliğin kutsanması ve sonuçta da toplumun İslâmî kesimlerinin kaçınılmaz olarak bu duruma sessiz kalmayacak olması. Dolayısıyla oluşan birlik, bütünlük, kardeşlik ortamını bombalayacak tohumların ekiliyor olması.
Burada tehlikeli bir oyun oynanıyor. Bu oyunun ne kadar tehlikeli olduğunu şöyle gözler önüne sereyim: Allah göstermesin ama yarın Erdoğan'a bir şey olduğunda, inanın, bu Kemalistler, laikler “Türkiye laiktir, laik kalacak!” sloganları atmaya ve bu millete kök söktürmeye başlayacaklar!