Narin cinayeti: Türkiye’nin iki asırlık yok oluş hikâyesinin ürpertici resmi…
Diyarbakır, yine sallandı. Bütün ülke, bir haftadır, masum bir çocuğun esrarengiz bir şekilde katledilmesine kilitlendi.Bendeniz bu hâdisenin tesadüfî olmaya-bileceği ihtimali üzerinde durulması gerektiğini...
Diyarbakır, yine sallandı. Bütün ülke, bir haftadır, masum bir çocuğun esrarengiz bir şekilde katledilmesine kilitlendi.
Bendeniz bu hâdisenin tesadüfî olmaya-bileceği ihtimali üzerinde durulması gerektiğini düşünü-yorum. Diyelim ki, olağan, kendiliğinden gelişen bir cinayet hâdisesi bu. Cinayetin işleniş biçiminden 8 yaşındaki masum Narin’in naaşının bulunmasına kadar yaşananların pek de tesafüfî olmadığını söylemek için kâhin olmak gerekmiyor…
Düşünsenize, mesele Kur’ân kurslarının varlığının sorgulanmasından, bu toplumun varlık nedenini oluşturan, bu toplumu bin yıl birbirine etle tırnak gibi bağlayan İslâm’ın hayat bahşeden değerlerinin aşağılanmasına kadar gelip dayandı, zıvanadan çıktı. Bu, bu toplumun birliğinin, dirliğinin ve kardeşliğinin dinamitlenmesi demektir ve aslâ tesadüfî değildir.
BAŞIMIZA TAŞ YAĞACAK!
Narin cinayeti ilk ve son çocuk cinayeti değil, ne yazık ki. Türkiye, çocuk cinayetleriyle sarsılıyor son yıllarda…