Ramazan Medeniyeti-5: Oruç, insanı tutar ve putları kırar
İbadet, kişinin varlık nedeni ve varoluş şartıdır.Ubûdiyetin / kulluğun harekete geçmesi yani: Dikey eksen ve yatay eksen. Mekke süreci ve Medine süreci. Enfüs ve âfak'ta aynı ânda yolculuk...Bütün...
İbadet, kişinin varlık nedeni ve varoluş şartıdır.
Ubûdiyetin / kulluğun harekete geçmesi yani: Dikey eksen ve yatay eksen. Mekke süreci ve Medine süreci. Enfüs ve âfak'ta aynı ânda yolculuk...
Bütün ibadetler, bu iki ekseni harekete geçirerek kişiyi kirlerden arındırır, temizler:
Namaz insanı, Hacc hayatı, Zekât parayı, Oruç ruhu kirlerden arındırır, temizler. Eğer ibadetler insanı kirlerden arındırmıyor, temizlemiyorsa, bunun nedeni, kişinin samimiyetidir; samimiyette sorun var, demektir.
Bir ibadet olarak oruç, mü'minin Rabbine yönelmesidir. Her ibadet gibi Rabbi'yle ontolojik temasa geçmesi.
Ne büyük bir asalet, imtiyaz ve izzet bu böyle!
KULLUK'LA, PUTLARI REDDEDER VE ÖZGÜRLEŞİR İNSAN...
Her ibadet gibi oruç da bir kulluktur (ubûdiyet); insanın kul olduğunu hatırlaması, unutmaması.
Kulluk, özgürleşmektir.
Büyük romancı ama aynı zamanda bilge adam Dostoyevski, “Tanrı yoksa, her şey mübahtır,” der ve insanın özgürlüğüne Yaratıcı fikrine inanmakla kavuştuğuna dikkat çeker.
Benzer gözlemleri, Freud'dan sonraki, hem onun izinden giden hem de kıyasıya eleştiren en önemli psikanalist Jacques Lacan da yapar. Lacan, ateist bir psikanalisttir ama bu bağlamda sarsıcı bir tespiti vardır.
“Tanrı inancını yitiren bir insan” der Lacan, “Tanrı inancını yitirdiği andan itibaren artık her şeyi tanrılaştırmaya başlamış demektir.”
Yaratıcı inancı, kişiyi, yalnızca Yaratıcı'ya yöneltir; böylelikle yaratılan her şeye kulluktan, kölelikten özgürleştirir.