Türkiye’ye ayar vermeye kalkışanlar bunun bedelini ödeyecekler!

Birileri Türkiye’nin karıştırılması için düğmeye basmış gibiler! The Economist dergisi’nin son sayısında yayımlanan yorum-analiz yazısı, medeniyet vizyonuna sahip bir Türkiye’yeye nasıl nefretle ve korkuyla baktıklarını gösteren bir aşırı-yorum! The Economist dergisi son sayısında (15-21 Şubat nüshası) Erdoğan’ı hedef tahtasına oturtarak Türkiye’yi tehdit etti! Dergide, küresel sistemin sözcüsü ve gözcüsü gibi iş yapan ülkedeki bütün kültürel kurumlara, bürokrasiye, devlet kurumlarına hâkim olan

Birileri Türkiye’nin karıştırılması için düğmeye basmış gibiler!

The Economist dergisi’nin son sayısında yayımlanan yorum-analiz yazısı, medeniyet vizyonuna sahip bir Türkiye’yeye nasıl nefretle ve korkuyla baktıklarını gösteren bir aşırı-yorum!

The Economist dergisi son sayısında (15-21 Şubat nüshası) Erdoğan’ı hedef tahtasına oturtarak Türkiye’yi tehdit etti!

Dergide, küresel sistemin sözcüsü ve gözcüsü gibi iş yapan ülkedeki bütün kültürel kurumlara, bürokrasiye, devlet kurumlarına hâkim olan baronik-masonik şebekelerin Sorosçu malum temsilcileri özene bezene korunuyor, onlara baskı uygulandığı imajı oluşturularak Türkiye’nin Erdoğan liderliğinde diktatörlüğe sürüklendiği algısı imal ve icat edilmeye çalışılıyor.

Türkiye’de bir ağaç olayını provoke ederek açık açık “mesele ağaç değil, anlamadın mı hâlâ?” diyerek seçilmiş hükümete karşı halk ayaklanması çağrısı yapan aktörler masum olarak sunuluyor. Hatta dizilerde oynayan oyuncuların “oyundan başlarını kaşıyacak vakitleri yok, bunlar darbe planlayacaklar ve darbe planı uygulayacaklar öyle mi?” diye de okuyucu ayartılıyor.

TÜSİAD açıklamasının yargıya taşınmasından Ümit Özdağ’ın, Osman Kavala’nın, Ayşe Barım’ın tutuklanmalarından kayyum atanmasına, İmamoğlu hakkında davalar açılmasına kadar pek çok kişi ve hadise bir torbaya doldurularak “Türkiye diktatörlüğe sürükleniyor,” deniyor adeta!

Erdoğan’dan Saddam çıkarmak için 20 yıldır çırpınıp duruyorlar ama bir türlü başarılı olamadılar.

The Economist herhangi bir dergi değil. Dünyaya nizam vermeye çalışan kapitalist emperyalist küresel sistemin borazanlığını yapan en etkili yayın organlarından biri.

TÜSİAD’ın hükümete “ayar veren” açıklamalarından, Ayşe Barım üzerinden “kültürel çeteler”e yapılan operasyonlardan sonra “Türkiye’nin muhalifleri susturmaya çalıştığını” iddia ederek Türkiye’ye iğrenç bir şekilde saldırması bir hayli düşündürücü bu derginin.

The Economist’i ve kapağını kınayalım. Ama bununla yetinmeyelim, bu kapağı, bu yayını yabana atmayalım. Türkiye’de ve dünyada darbe öncesi bütün söylemler bu şekilde geliştiriliyor.

“Darbenin ayak sesleri mi bu?” diye sorulacak olursa, elbette ki, paranoya geliştirmeyelim ama darbe üstüne darbe yiyen bir ülke olarak da yan gelip yatmayalım, derim.

Türkiye, gerek hükümetiyle gerekse muhalefetiyle küresel sistemin borazanlığı rolünü üstlenen organların küresel çetelerin silahşörü gibi yayın yapmalarına aslâ sessiz kalamaz, sessiz kalmamalı!

Bu arada The Economist dergisinde İmamoğlu’na açılan davalar meselesi de uzunca işlenmiş.

Benim tavsiyem şu: İmamoğlu, mağdur rolü oynayarak cumhurbaşkanlığına giden süreçte önünün açılması için çalışacak. Kurmayları böyle bir strateji izliyorlar. İmamoğlu’nun mağdur rolü oynamasına fırsat verilmemeli!

Sözün özü: İngilizler, dünyaya devlet olarak değil The Economist gibi sivil organlar, BBC veya The Times gazetesi gibi medya kuruluşları yoluyla nizam veriyorlar: The Times gazetesi kaç hükümet devirmiştir, The Economist dergisi kaç darbeye önayak olmuştur, sayısını bile bilmek zordur!

Şunu söylemek istiyorum: Batılılar, sadece devlet kurumları ile değil medya kurumları ile de diplomasi yapıyor hatta bazen devlet kurumları aracılığıyla yapamayacakları esrarengiz işleri etkili medya kuruluşları aracılığıyla yapıyorlar.

Meselâ Türkiye’yi köşeyi mi sıkıştırmak, pazarlık gücünü alabildiğine zayıflatmak mı istiyorlar, Türkiye’nin devlet başkanı, başbakanı, bakanı mesela Londra’ya resmî ziyarette bulunduğunda hemen BBC’de ve gazetelerinde Türkiye aleyhine inanılmaz yayınlar yapıyorlar!

The Economist dergisinde yayınlanan yorum-analiz metni, sıradan bir metin değil. Türkiye’ye ayar vermek istiyorlar! Türkiye’nin içinde kullanılmaya müsait yandaşlarını (asetlerini / kullanacakları kuklalarını) kullanarak yapıyorlar bunu.

Türkiye’de de ülkesini satmaya hazır türedi tip az değil!

Ama şunu bilsinler: Türkiye’ye ayar vermeye kalkışanlar, hayal kırıklığına uğrayacakalarını unutmasınlar!

Eski Türkiye yok artık!

Bölgenin geleceği Türkiyesiz belirlenemez.

Türkiye’yi denklem dışına itmeye çalışanlar, denklemden düşerler, eninde sonunda.

Bu topraklar bizim medeniyet coğrafyamız. Bizim canımızla, kanımızla suladığımız topraklar. Diğerleri emperyalist yani işgalci! Haydut!

İşgalciler ve haydutlar buradan er ya da geç defolup gidecekler!

Dışarıda veya içeride Türkiye’ye ayar vermeye kalkışanlar, bunun bedelini ağır ödeyecekler!

Vesselâm.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiyesiz bir dünya kurulamaz! 10 Mart 2025 | 170 Okunma Ramazan Medeniyeti-4: Hüznün diriltici sesleri ve renkleri 09 Mart 2025 | 44 Okunma Ramazan Medeniyeti-3: “Kur’ân” olarak Ramazan 07 Mart 2025 | 61 Okunma Ramazan medeniyeti-2: Alelade’den fevkalade’ye bir fetih ve bütünleşme şiiri 03 Mart 2025 | 146 Okunma Ramazan medeniyeti-I: Orucun benzersizliği 02 Mart 2025 | 66 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar
Close menu