“Uçmak” ve bu ülkeyi uçurmak isteyenleri hep “havaya uçurmuşlar”! İyi de niçin ve nasıl?
Türkiye seçimlere gidiyor. Parlamenter tarihinin en zorlu, kader seçimi olarak görülen, dünyanın da dikkatle takip ettiği tarihî seçime iki hafta kaldı…Nefesimizi tuttuk “aman bir felâket yaşanmasın...
Türkiye seçimlere gidiyor. Parlamenter tarihinin en zorlu, kader seçimi olarak görülen, dünyanın da dikkatle takip ettiği tarihî seçime iki hafta kaldı…
Nefesimizi tuttuk “aman bir felâket yaşanmasın inşallah!” deyip geriye doğru gün saymaya başladık…
Seçim sürecinde alttan alta kaynatılan, tehditvârî şekillerde gündeme getirilmeye çalışılan bir konu var: Türkiye’nin savunma sanayisinde yaptığı devrim ve bu devrimin gerisindeki beyin Selçuk Bayraktar.
Başka bir ülkede olsa Selçuk Bayraktar kahraman ilan edilir, her yere ismi verilir, cismi / heykeli dikilir’di! Ama burası Türkiye, garip bir ülke, gariplerin ülkesi hâlâ! Hiç abartmıyorum: “Öz yurdunda garip, öz yurdunda parya” olanların ülkesi!
Selçuk Bayraktar ve Türkiye’nin savunma sanayisinde yapılan devrim neden hedef tahtasına konulur ki? Bu yazıda bu sorunun izini süreceğim…
TÜRKİYE “UÇMASIN” DİYE İŞLENEN “CİNAYETLER”!