Amin Maalof’un ‘Labirent’i
Amin Maalouf’u evvela romanlarıyla tanıdık. Kültürümüze aşina olan ve zaman zaman duygularımıza hitap eden temalarla örülü Semerkant, Doğu’nun Limanları, Afrikalı Leo gibi eserlerinden.En son...
Amin Maalouf’u evvela romanlarıyla tanıdık. Kültürümüze aşina olan ve zaman zaman duygularımıza hitap eden temalarla örülü Semerkant, Doğu’nun Limanları, Afrikalı Leo gibi eserlerinden.
En son Empedokles’in Dostları adını verdiği ‘distopik’ romanında dünyada olan bitenlerin az çok künhüne vakıf olmasının sebep olduğu karamsarlığı dışa vurdu ve iyiliğin galip geldiği klasik sonu gerçeküstü, gerçekleşme ihtimali sıfıra çok yakın bir zuhurata bağladı.
Dünyanın insanların erişemediği bir derinliğinde yaşayan yüksek bir uygarlığın ziyaretine. Gerçi o uygarlık da dünyanın karışık hallerine intibak edemeyip firar ediyor!
Bu arada, yani romanlar devam ederken, tarihi ve siyasi yönü ağır basan ama bir sanatçı bakışının zenginliğini yansıtan, romanlarının arkasındaki birikimi çoğu zaman hatırlatan denemeleri sayesinde yeni bir Amin Maalouf’la tanıştık.
Gerçi Arapların Gözüyle Haçlılar’da (1983) bu lezzeti tatmıştık ama romanları ağır bastı, Arapların Gözüyle Haçlılar gölgede kaldı. Bence hala okunabilir.
‘Ölümcül Kimlikler,’ ‘Uygarlıkların Batışı,’ ‘Çivisi Çıkmış Dünya’ günümüz dünyasına, yakın tarihe insancıl bir bakışla bakan...