Ateistin çığlığı
Sesleri birbirine ekler kelime yaparsınız ve kelimeleri, bir anlam ifade edecek şekilde birbirinin arkasına dizersiniz.'Natıka' diyoruz, yazmışımdır 'mantık'la aynı kökten.Yani konuşmak.İlahi bir şeydir konuşmak.Allah...
Sesleri birbirine ekler kelime yaparsınız ve kelimeleri, bir anlam ifade edecek şekilde birbirinin arkasına dizersiniz.
'Natıka' diyoruz, yazmışımdır 'mantık'la aynı kökten.
Yani konuşmak.
İlahi bir şeydir konuşmak.
Allah, bir bebeğe dahi, merhale merhale öğretir.
Şaşarım, değişik insanların, değişik dillerle anlaşmalarına. Kimbilir ne anlatıyor, homurdanır gibi konuşan şu Çinli?
Ya da şu Endonezyalı, dilinden biraz kalkaleli çıkan 'l' harflerinin ve bir sürü 'şapkalı' 'a'nın birbiri ardına sıralandığı seslerle?
İspanyolların 'Sad' harfine benzeyen 'S'leri, pat pat söyledikleri 'P'leri ve hayli keskin 'H'ları, Fransızların, lisanla değil, gırtlaklarıyla çıkardıkları 'R'leri ve sanki bir kabalığı gizlemek için neredeyse bütün harfleri inceltmeleri. İngilizlerin bir lastiği çekip çekip salıverir gibi, seslerin üstüne bir düşüp bir kalkmaları...
Bu bahis, hayli zevkli görünüyor.
Fakat, anlatmaya niyetlendiğim şey, hiç zevkli değil.
'Kolaydır konuşmak' diye başlayacaktım, politikacının meydanda, hocanın camide veya öğretmenin okulda, uzmanların, analistlerin ekranlarda konuşmalarını gözümde canlandırarak.
'Katliam' deriz, 'ihanet' deriz, 'işkence' deriz, 'cinayet' deriz, 'insan' deriz, bir sürü laf söyleriz.
'Dile kolay.'
Söylenince anlaşılmaz. Yaşanınca anlaşılır.
Dün, bir kitap geçti elime. 'Zindanda çocuk.'
Abdürrahim Semavi yazmış. Stratejik Araştırmalar Merkezi yayını.
Malum, bir kaç gündür, 'itaat', 'hiyerarşi' gibi mevzular etrafında dolaşıyorum.
Hemen arkasına rast geldi. Bir işkence güncesi.
Lise talebesi. Okuyup uçak mühendisi olmak istiyor.