Bu seçimin tuzağı

İktidar, 13 yıldır çok icraat biriktirdi. Biriktirmeseydi, çoktan bu seçimlere kalmaz, tükenirdi.
13 yıl uzun bir süre. Sen çalışırken, muhalefet izini kaybettirebilir.
Saklanır, yaptıkları unutulur. 

Ecevit'le Bahçeli'nin ara rejim taşeronuyken sebep oldukları politik ve ekonomik zulüm, unutulabilir.
28 Şubat'ın yapıldığı yıl doğan çocuk, bu seçimde oy kullanacak. Ne bilsin, kim ne dolap çevirmiş, ne halt karıştırmış?
Ne bilsin kaç banka batmış? Hortumu, Horzum'u, Demirel'i, Uzan'ı nereden hatırlasın?
Ne bilsin, okulun kapısından ağlayarak dönen kız çocuklarını? Kışladan kovulan asker anasını?
Ne bilsin, İmam-Hatip'in kapısına dikilen askeri, polisi?
Çöp dağları, CHP'nin İstanbul'un mimarisine katkısıdır. Ama yıkıldı, temizlendi Erdoğan'ın başkanlığında. İnternette bile resmi zor bulunuyor artık.

Milletin hastanelerde, eczanelerde çektiği eziyeti, yaşı müsait olan bilebilir.
Uçağa binmenin statü meselesi olduğunu, işçinin, memurun, uçağa sadece Almanya'ya giderken binebildiğini yaşı müsait olan hatırlar.
Yaşı yetenler -dünya böyle kurulmuş- azar azar eksilir, yaşı yetmeyenler, azar azar çoğalır.
Ben hatırlıyorum, MHP'li Bakan'ın, Enis Öksüz'ün, IMF'den izinsiz bürokrat tayin edemediğini.
Sezer Ecevit'e anayasa kitapçığı fırlattı diye doların füze gibi fırladığını, faizin yüzde bilmem kaç bine çıktığını. 
İyi de, bu seçimde ilk oyunu kullanacak oğlum İsmail üç yaşındaydı o zamanlar.
İsmail, etrafında olan biteni farketmeye başladığında her taraf duble yoldu, bugün 3 dakikada Üsküdar'a geçiyor, ne bilsin 2001 krizini?