Cezalılık algısı

Eski Yeşilçam filmlerinde rastlardık. Adam gariban. Mevsim sonbahar. Kış kapıda. Evi yok, parası yok. Nerede yatacak? Ne yiyecek ne içecek?Bir kaldırım taşı buluyor, büyük bir mağazanın koca vitrinini tuzla buz...

Eski Yeşilçam filmlerinde rastlardık. Adam gariban. Mevsim sonbahar. Kış kapıda. Evi yok, parası yok. Nerede yatacak? Ne yiyecek ne içecek?

Bir kaldırım taşı buluyor, büyük bir mağazanın koca vitrinini tuzla buz edecek. Böylece kışın soğuk günlerini hapiste geçirecek. Baharda hapisten çıkacak.

(Bu filmlerden birinde adamın vitrinin camını indirmeyi başaramadığını da hatırlıyorum. Şevket Altuğ muydu başaramayan?)

Yeni Türkiye’de böyle bir imkân yok. Vitrin indirmekten, adam dövmekten, adam yaralamaktan, ufak tefek hırsızlıklardan hapis yatamıyorsunuz.

Damı dövüyorsun, sövüyorsun… Haberlerde çıkıyor, dükkanının önünde ağzını burnunu dağıtıyorsun.

Haber spikeri haberi okuyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Hakkı Paşa’nın adamları Romanov’u ormanda vursaydı 19 Ocak 2025 | 73 Okunma Dışarıdakiler yenildi, Gazze değil 17 Ocak 2025 | 77 Okunma Yolsuzluğun ekosistemi 15 Ocak 2025 | 156 Okunma Adı isterse Olga olsun 13 Ocak 2025 | 225 Okunma Komünizmin faydalarından biri… 12 Ocak 2025 | 221 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar