Cumartesi lekesi
“Bu filmde geçen olaylar tamamen hayal mahsulüdür. Gerçek hayattaki şahıslar ve kurumlarla hiçbir alakası yoktur.”Sakıncalı filmlerin jeneriğine, herhalde savcılarla başlarının derde girmemesi için...
“Bu filmde geçen olaylar tamamen hayal mahsulüdür. Gerçek hayattaki şahıslar ve kurumlarla hiçbir alakası yoktur.”
Sakıncalı filmlerin jeneriğine, herhalde savcılarla başlarının derde girmemesi için yukarıdakine benzer bir cümle koyarlar.
Yapımcı, olayların hayal mahsulü olmadığını düşünüyordur. Gerçek bir algının husule gelmesini istiyordur. Fakat, gerçek, savcılarla muhatap olmanıza sebep olabilir.
Benzer bir cümleyi bazen sakıncasız filmlerde de okuyabilirsiniz. Bunda da maksat, seyirciyi yanıltmamaktır. Seyircinin herhangi bir konuda yanlış bir kanaate varmasına mani olmaktır.
Film seyretmiyoruz. Korkunç bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Büyük bir trajediyle. Binlerce masum insanın gövdesini cehennem gibi kavuran bir acıyla. Binlerce, çünkü onlar, bombanın parçaladığı canların, eşi, dostu, yakınları.
Başka kimse yok mu acıyan?
Kimde vicdan varsa, kimde zerre miktarı insaniyet varsa, onların hepsinde, bu acıdan bir nasip vardır.
Ateş, düştüğü ocağı daha çok yakar. Bu doğrudur.
Fakat, merhamet sahipleri, başkasının acısı da olsa, o acıdan nasiplenirler.
Film oynatmıyoruz.