Dağılırsalar daha çok dağılırlar
Karar Gazetesi Yazarı Yusuf Ziya Cömert'in bugünkü (30.09.2022)''Dağılırsalar daha çok dağılırlar'' başlıklı yazısı.
CHP lideri Kılıçdaroğlu İzmir’de partililerine hitaben “Ben sürekli yürümeye ve ilerlemeye kararlıyım ve hiçbir şey beni inandığım yoldan geri çeviremez. Şunu da artık bilmek zorundayım, siz gerçekten benimle birlikte misiniz?” dediğinde muhalefet siyaseti yeni bir safhaya geçmişti aslında.
Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı olduğunu ilan etmişti.
Etmemiş miydi?
“Etmedim” diye yemin etse başı ağrımaz. Gerçekten, açık bir ilan yok sözlerinde.
Fakat öyle vurgulu konuşuyor ki bu olsa olsa adaylık ilanıdır diyorsun.
Nasıl bir safhaya geçmişti muhalefet?
Kemal Bey “Ben adayım” demek istiyorsa bu önemli bir beyandır.
Demek ki top dönüp dolaşıp Kılıçdaroğlu’nun önüne gelecek.
Masanın şu zamana kadar titizlikle sürdürdüğü nezaket hali devam edecekse buna itiraz etmek zor.
Ne diyeceksin?
“Kemal Bey siz seçilemiyorsunuz” diyemezsin çünkü bilmiyorsun, seçilemeyeceğinden emin olamazsın.
Ayrıca, adayın ilan edilmesine daha var, sen bugünün verileriyle konuşuyorsun, belki adayın ilan edileceği günlerde oranlar Kılıçdaroğlu lehine bir kaç puan yükselir?
“Hak etmiyorsunuz” demek de nezakete uygun değil. Kılıçdaroğlu’nun çok emeği var 6’lı masanın kurulmasında, idamesinde.
Ayrıca muhalefetin büyükşehir belediyelerini kazanmasında da Kılıçdaroğlu’nun muhafazakarları rahatsız etmeyecek dayları tercih etmesi etkili oldu.
Bu bir politikaydı ve sonuç aldı.
Yani muhalif siyaset zaviyesinden bakınca “Hak etmiyorsunuz” diyemezsiniz.
Belki şu sorulabilir:
“Yerel seçimde profilleri Türkiye’nin ortalamasına yakın adaylar gösterdiniz ve isabet ettiniz. Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP’nin liderini aday göstererek bu politikadan sapmış olmaz mısınız?”