Düşmanın ahlakıyla ahlaklanmak
Bir yöntemi, bir üslubu, ‘Makyavelist’ sıfatıyla andığımızda ne yapmış oluruz? Küfür gibi bir şeydir ‘Makyavelist’ lafı. ‘Maksada ulaşmak için her yol mubahtır.’ Ana fikir...
Bir yöntemi, bir üslubu, ‘Makyavelist’ sıfatıyla andığımızda ne yapmış oluruz?
Küfür gibi bir şeydir ‘Makyavelist’ lafı.
‘Maksada ulaşmak için her yol mubahtır.’
Ana fikir bu…
Daha çok siyaset için, idare için kullanılan bir niteleme. Evet, siyasette böyle bir şey var.
Fakat siyaset bu konuda yalnız değil.
Kötü tecrübelerle öğreniyoruz ki, bu ilke, hayatta da geçerli.
Kazanmak için hile mi yapman gerekiyor?
Haksızlık mı yapman gerekiyor?
İftira mı atman gerekiyor?
Yap. Meşrudur.
Biz eski kuşağız ve ideallerin hayatın gerçekleriyle çatıştığı böyle durumlarda galiba en çok bizim ruhlarımız sarsılıyor.
En çok biz, böyle halleri hem bir şaşkınlık hem de bir tiksinme ve ikrah hissiyle karşılıyoruz.
Böyle çok hikayeye tanık olmuşuzdur. İş hayatında… Memuriyette… Akademik hayatta… Siyasette…
Bizim memleketimizde, ‘maksada ulaşmak için her şeyin meşru sayılması’nın en teferruatlı misallerinden biri, FETÖ hikayesidir.
Adamını, orduya, bürokrasiye sokmak için sınav sorusu mu çalman gerekiyor?
Çal. Maksada ulaşmak için hırsızlık yapmak sevaptır.
Oralarda barınabilmek için takiyye mi yapman gerekiyor? Yap. Her türlü melaneti işlemek pahasına yap.