En iyisi ‘Strüktür’dür
Necip Fazıl Kısakürek’i bizim evde bulduğum Büyük Doğu cildinden kendimce tanımıştım. Çocuktum, ama ‘mecmua’da bana hitap eden metinler ve görseller bulabiliyordum.Evde İstiklal gazetesinin ciltleri de...
Necip Fazıl Kısakürek’i bizim evde bulduğum Büyük Doğu cildinden kendimce tanımıştım. Çocuktum, ama ‘mecmua’da bana hitap eden metinler ve görseller bulabiliyordum.
Evde İstiklal gazetesinin ciltleri de vardı. Orada da bir şeyler buluyordum okuyacak.
Babamın arkadaşları bizim evde. Rahmetli Nizamettin (Şahin) amca, Allah afiyet versin Fazlı (Can) amca. (Nizamettin Amca ve Fazlı Amca o zamanlar bekardı. Bizim eve gelip giderlerdi.)
Nurettin Topçu’nun ‘Taşralı’sı yeni çıkmış. Kapağında gazete okuyan bir adam çizimi var. Kuşbakışı çizilmiş. Babam kapağa bakıyor. “Ne enteresan” diyor, “Adamı yukarıdan aşağı çizmişler.”
Birden aklıma geldi. Mustafa Yazgan’ın çıkardığı Mavi Kırlangıç ‘mecmua’sını da her hafta almaya çalışıyorum. Bir gün babamla çıktık. Babam bana elli kuruş verdi. Üsküdar’da Kanaat lokantasının karşısında bir gazete bayii var. Babam köşede bekledi. Ben koşa koşa bayie gittim. Baktım yok Mavi Kırlangıç. Dönerken iki elimle yok işareti yaptım. El işaretiyle durumu anlatmam babamın hoşuna gitmişti, bunu söylediğini hatırlıyorum.
Tuhaf şey. Mavi Kırlangıç bazen esanslı olurdu. Yani kokardı. Bir adı da vardı o esansın ama...