‘Ey Allahum habu suyu içsem içerim!’
Bugün hem Ramazan hem Pazar. Sakin olalım. Hafif bir iftar mönüsü düşünelim. Siyaseti garnitür gibi kullanalım. Tabağın kenarına, yeşillik.Ramazan gelince sayısız hatıranın, sayısız...
Bugün hem Ramazan hem Pazar. Sakin olalım. Hafif bir iftar mönüsü düşünelim. Siyaseti garnitür gibi kullanalım. Tabağın kenarına, yeşillik.
Ramazan gelince sayısız hatıranın, sayısız fıkranın, şiirin, hikâyenin yanı sıra şu türkü de aklıma gelir.
“Oy Trabzan Trabzan/İçi kalaylı kazan/Sevdali günlerume/Geldi çatti Remezan.”
Çokları ‘Efkarli günlerime’ diye söylüyor. Benim ilk işittiğim ‘sevdali.’
Eskiden, Yağmurdan sonra güneş vurduğu zaman Trabzon’un içi parıl parıl parlarmış. ‘Kalaylı kazan’ bu parlaklıktan. Şimdi o kadar parlak değil. Tanjant yolu insicamı bozuyor, yamuldu şehir. Bir de bütün Karadeniz’de, denizin kenarında tepe, tepenin tepesinde hayvan gibi apartman, apartmanın tepesinde bulut.
Bir letaif mecmuasında görmüştüm. Kadın kocasını boşamak istiyor. Neden?