Fitne pergeli Türkiye’yi çiziyor
'Ehl-i Irak, ehl-i firak, ehl-i şikak.' Bilmiyorum, bu tamlamalar kaç defa geçiyor, Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya'sında.Firak, malum, farkın çoğulu. 'Tefrika' da aynı kökten. Şikak ise, bölünme.Cevdet Paşa...
'Ehl-i Irak, ehl-i firak, ehl-i şikak.' Bilmiyorum, bu tamlamalar kaç defa geçiyor, Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya'sında.
Firak, malum, farkın çoğulu. 'Tefrika' da aynı kökten. Şikak ise, bölünme.
Cevdet Paşa bu terkipleri en çok İmam Hüseyn'in Kufe'ye doğru yola çıkmasını anlattığı bölümlerde kullanıyor.
Mektuplar geliyor Hz. Hüseyin'e. “Biz, Yezid'in valisini istemiyoruz. Onun peşinde Cuma'ya gitmiyoruz. Gel.”
Yola çıkıyor efendimiz Hüseyn.
Böyle başlar, Kerbela'nın bütün Müslümanların yüreğini bin dört yüz yıldır ağrıtan hazin hikayesi.
Diyor ki yolda karşılaştıkları tacirler, seyyahlar... Ve şair Ferezdak: “Kufe'de, insanların gönülleri senden yana, fakat kılıçları sana doğrudur.”
Fitne kazanının altındaki ateş, Irak'taydı bin dört yüz sene önce. Bunun tek sebebi Kerbela değildir. Bütün mezhepler, neredeyse bütün dinler, orada vardır. Fakat Kerbela ve Kerbela etrafında dolaşan meseleler, içimizdeki ateşin bitmesi tükenmesi olmayan menbaıdır.
(İşte, bir kaç gün önce, Suudi Arabistan'da Ayetullah Bakır en-Nemr idam edildi. Bu, tabii ki ateşi söndürmeye yaramayacak.)
20. Yüzyıl'ın sonunda, dünya sistemi, fitne pergelinin iğneli –ve kanlı- tarafını aynı bölgenin kalbine çaktı. Dicle ve Fırat'ın topraklarına...