Hâlâ aynı yerde miyiz?
Ziyauddin Serdar, Tebliğcilerle geçirdiği birkaç günün hasılasını şu sözlerle özetliyor: “İbadetlerin yerine getirilmesi, Cenab-ı Hak’la yapılan bir anlaşmaydı. Bu hazır formülü...
Ziyauddin Serdar, Tebliğcilerle geçirdiği birkaç günün hasılasını şu sözlerle özetliyor: “İbadetlerin yerine getirilmesi, Cenab-ı Hak’la yapılan bir anlaşmaydı. Bu hazır formülü uygulayan cennetin garanti olduğuna güvenebilirdi. Tebliğciler ülkeden ülkeye özellikle de Müslüman ülkelerde milyonlarca insanın yaşamını mahveden şartları oluşturan ağır adaletsizlikler, dehşet verici acılar ve ihmaller için bir şey yapmayı düşünmüyorlardı. ” Tebliğcilerin bazı ‘normal’ Müslümanlarla diyalogları ilginç. Tebliğci grubun lideri Hacı Sahip, Hindistanlı Müslüman bir doktoru tebliğ çalışmasına katılmaya davet ediyor. Doktor katılmak istemediğini söylüyor. Tebliğciler üsteliyor. “Eminim, tebliğin Allah’ın bütün Müslümanlara yüklediği bir görev olduğunu biliyorsundur. ” “Hindistan alt kıtasında ne kadar Müslüman var?” “Yaklaşık yarım milyar. ” “Ve her birinin problemi var ve onların problemlerini çözmeye çalışmak yerine vaaz etmek ve bize hatalarımızı göstermek için binlerce kilometrelik yoldan buraya gelmişsiniz.