Hangi durumda itaat edilmez?
Kasım'dan Aralık'a, bir buçuk ay geçti. Fakat, Kasım öncesine göre, siyasi hayat, aradan bin yıl geçmiş gibi sakin.Muhalefet de sütliman.Sol tarafımdan, Kılıçdaroğlu'nun sesi geliyor. Grup konuşması....
Kasım'dan Aralık'a, bir buçuk ay geçti. Fakat, Kasım öncesine göre, siyasi hayat, aradan bin yıl geçmiş gibi sakin.
Muhalefet de sütliman.
Sol tarafımdan, Kılıçdaroğlu'nun sesi geliyor. Grup konuşması. Hayır, kinayeli demiyorum 'sol taraf'ı. Televizyon o tarafta.
Sakin sakin konuşuyor. Nerede o eski heyecan?
Devlet Bey?
Devlet Bey'de fazla değişiklik olmaz. O, en sakin zamanlarda bile, alabildiğine sert ve öfkeli konuşmalar yapabilir.
Kabine, tıkır tıkır işliyor. Nazırlar mesut ve mesrur.
Rusya krizi olmasa, memlekette konuşacak mevzu yok.
(Yoo, ağzı yalama olanların durumu farklı. Eski kumarcılar, köyde kumar yasaklanınca, yol kenarına oturup, geçecek ilk arabanın plakası tek mi çift mi diye bahse tutuşarak, kumar ihtiyaçlarını giderirlermiş! Bu tipler de, illa bir dedikodu buluyorlar. İnsan yoldan çıkmayagörsün.)
Cumhurbaşkanı Erdoğan 1 Kasım sonrası durumdan memnun görünüyor. Kuvvetle muhtemel ki, mevcut, sahada gördüğümüz 'pratik' yazıya dökülüp 'mevzuat'a tahavvül etse daha memnun olacak.
Medya?
Sakin sayılır. Taşlar yerine oturuyor. Oturmayanlar da öyle görünüyor ki, zamanla oturacak.
Halbuki, taşlar yerine oturmasa, daha iyi. Ne kadar tatsız olur 365 gün aynı notanın çaldığı bir medya düzeni?