Hanzala ne bilsin diplomasiyi?
'İsrail'le ilişkiler' deyip geçemeyiz. İsrail'le ilişkiler, bir 'birey' açısından da, bir 'topluluk' (veya cemaat) açısından da, bir devlet açısından da, anlamlıdır.Kimisine göre, 'hamayıl' gibidir...
'İsrail'le ilişkiler' deyip geçemeyiz. İsrail'le ilişkiler, bir 'birey' açısından da, bir 'topluluk' (veya cemaat) açısından da, bir devlet açısından da, anlamlıdır.
Kimisine göre, 'hamayıl' gibidir İsrail. Ne mi hamayıl? Muska. 'Güneydeki güzel ülke' dersin 'otorite' dersin, bir sürü şerden, bir sürü kem nazardan emin olursun. (Bazen de şekilde görüldüğü gibi, emin olduğunu sanırsın.)
Kimisine göre, 'şeytan.'
Bazen, 'şeytan'ı iç politikada kullanırsın. Bazen dış politikada. Bir çok Ortadoğu rejiminin onyıllarca yaptığı budur.
Biz nasıldık?
Bayılıyorduk İsrail'e, 28 Şubat rejimi sırasında.
'Bir fındığın içini' İsrail'den ayrı yemiyorduk.
Tanklar, uçaklar... Maksat ilişki olsun, bir şey verelim de, ne verirsek verelim. Neredeyse, ayakkabılarımızı bile İsrail'e tamire göndereceğiz.
İstihbaratlarımız sarmaş-dolaş. MOSSAD'la 'ikimiz bir fidanın güller açan dalıyız.'
AK Parti, böyle bir dönemde iktidara geldi.
67 harbinde, 'Araplar'ın yenilmesi'ne üzülen anne ve babaların çocuklarıydı bu partiyi kuran insanlar.
Naci el-Ali'nin 'Hanzala'sı nasıl bakar? Göremeyiz. Çünkü Filistin'e bakar Hanzala, bize bakmaz.