Hasan Abi’siz ne kadar ıssız!
Ufak tefek bir adam. Yüzünde büyük bir tebessüm. Büyük ve ap-aydınlık bir tebessüm.Hepimizin içinde bir çocuk vardır. Fakat, biz büyüdükçe, çocuk, koca cüssemizin içinde bir yerlere...
Ufak tefek bir adam. Yüzünde büyük bir tebessüm. Büyük ve ap-aydınlık bir tebessüm.
Hepimizin içinde bir çocuk vardır. Fakat, biz büyüdükçe, çocuk, koca cüssemizin içinde bir yerlere saklanır. Sadece, çok müsait ortamlarda görünmeye cesaret eder. Ağyara görünmez pek, aşinaya görünür.
Fakat, Hasan Abi'nin içindeki çocuk, o ufacık cüssede, nereye saklansın?
Tanımazken, sıkıcı bir adam tahayyül ederdim. Suratı asık, kaşları çatık, haşin bir adam.
Boyunu posunu nereden bileyim? Daha görmemişim. Belli, bir öfkesi var. Öfkesini bizim gibi kontrol etmiyor.
Diline geleni esirgemiyor, muhatabı neyi hakediyorsa söylüyor.
Söylese neyse, yazıyor, yani kayda geçiriyor.
Gördüğüm zaman, ilk izlenim. Bu adam o adam mı?
Şu latif, şu zarif, şu çocuk tebessümlü...
Neden bu kadar öfkeli yazıyor?
Çünkü, okul kapılarında polisler, kız çocuklarını tartaklıyor.
Öğretmenler, ilim öğretecekleri yerde, kızların başörtüsüne musallat oluyor.
Çünkü bir taife var, İslam'a dair ne görse, gavur gibi saldırıyor