İnsan eşref-i mahlukattır
Big Bang gerçekten olmuş mudur? Bilim adamlarının alemin varoluşu hakkında geliştirdikleri en akla yakın teori Big Bang’dır. Büyük bir patlama. Kainat hala o büyük patlamanın etkisiyle büyüyor....
Big Bang gerçekten olmuş mudur?
Bilim adamlarının alemin varoluşu hakkında geliştirdikleri en akla yakın teori Big Bang’dır.
Büyük bir patlama.
Kainat hala o büyük patlamanın etkisiyle büyüyor. Büyüyor ne demek? Galaksiler hızla birbirinden uzaklaşıyor. Kainatın hacmi genişliyor.
Muhteşem bir şey.
İnsan havsalası bunu ihata edemez.
Big Bang’i tahayyül edebilirsiniz belki. Ama kainatın sürekli büyümesini, insanın idrakine nisbetle sonsuzluğunu nasıl kafanızın içine sığdıracaksınız?
Ya kara delikleri? Acaba zamanın ve mekanın ‘dürülmesi’ böyle bir şey midir?
Bakmak lazım aleme. Anlamaya çalışmak, mümkünse anlamak lazım.
Diyorlar ki; renkler, kokular, acı, haz yoktur. Bunlar beynin ürettiği şeylerdir. Müthiş!
Oysa beyin kapkaranlıktır.
Dünyadaki görmemizin beyinde üretilmiş olduğunun delili, rüyadaki görmemizdir.
Korkarız rüyamızda. Veya seviniriz. Veya üzülürüz.
Neredeyse dünyadaki kadar gerçek.
Fakat oradaki gerçekliğin bir gizemi var. Başka türlü bir atmosfer.
Beyin belki de kainat kadar geniştir.
İnsanın ‘küçük alem’ olmasını mı anlatmış oluyoruz bunu söyleyince?
Bilim adamları anlatırken o büyüklük hakkında fikir edinebilirsiniz. Milyarlarca hücre. Bağlantılar, santraller, saniyenin binde biri kadar zamanda sayısız işlem. Ve hepsi et ve sinir.
Bunu anlamak için emek harcamak ibadet gibi bir şey olmalı.
Ne yazıyor DNA’larda?
Bir tür gelecek mi? Yani son zamanlarda tıbbın anlamaya başladığı mesela, hangi hastalığa daha yatkın olduğumuz. Zaaflarımız, kuvvetli taraflarımız.
‘Allah’ın yazması’ böyle bir şey midir? Ya da nedir, hayal edemeyeceğimiz kadar küçük hücrelerde bilim adamlarının ‘yazılı’ olduğunu söyledikleri yazı?
‘Yazılım’ı biliyoruz artık; birtakım harfler, kelimeler, rakamlar yazıyorsunuz. Software…
Makine, senaryo gibi o yazıyı uyguluyor.
Buna bakarak ‘yazı’nın ne olduğunu, şimdiye kadar anladığımızdan farklı bir şekilde anlamak mümkün mü?