İsyanı,yumruğu kadar güzeldi
Ben, golü öğrenmeden çok önce nakavtı öğrendim. Evde gördüğüm ilk gazete, Clay’in Liston’u devirdiğini yazan gazetedir. Tercüman olması lazım, çünkü, Şevket Eygi’nin...
Ben, golü öğrenmeden çok önce nakavtı öğrendim.
Evde gördüğüm ilk gazete, Clay’in Liston’u devirdiğini yazan gazetedir. Tercüman olması lazım, çünkü, Şevket Eygi’nin Bugün’ü daha sonra çıktı.
Okula gitmemiştim, yazı bilmiyordum. Sadece resmi, hayal meyal hatırlıyorum.
Fotoğrafın bir ucunda, Sony Liston, devrilmiş, yerde yatıyor. Öteki ucunda Clay, ayakta.
Anneme, “Kley, Liston’u nakavt etti” dediğini hatırlıyorum babamın.
Aklım şöyle eriyor. Demek ki, Müslüman olacağı Liston’u devirmeden önce biliniyordu...
Bu dediğim, 1964 senesi. Daha televizyon yok.
Sabaha karşı televizyon başında toplanıp Muhammed Ali’yi seyretmek çok sonradır.
Ben, birkaç defa seyrettim.
Bazılarını unuttum bile. Belki Norton’a yenildiği maçtır unuttuğum.
İnsan, canını sıkan şeyleri unutmaya meyyal. Çok sıkılman lazım, unutmaman için.
(Mesela, MSP’nin 48 milletvekilinden 24 milletvekiline düştüğü 1977 seçimlerini hiç unutmam. Demek ki o gün çok sıkılmışım!)
Gemlik’teyiz. Babamın talebelik arkadaşı, dönemin Çarşı Camii İmamı Hasan Özdin Hoca’ya ailece misafiriz.
Muhammed Ali Foreman’la döğüşecek. Fakat, biz ümitli değiliz.
Foreman, yakaladığını daha birinci raundda deviriyor.
O sıralar, şiir mi yazıldı, şarkı mı yapıldı, daha maç oynanmadan, Foreman’ın Muhammed Ali’yi nakavt ettiğine dair.