Kamil Doruk’la konuşmanın bir başka yolu

Şiir, ilahi bir bağış, yazabilene de, okuyabilene de. Meleklerin müdahil olduğu bir ‘meleke’ desem anlaşılır mı? ‘Malik’in, ‘Mülk’ün ve ‘Melek’in anlamına yaklaşabilirsen...

Şiir, ilahi bir bağış, yazabilene de, okuyabilene de.

Meleklerin müdahil olduğu bir ‘meleke’ desem anlaşılır mı?

‘Malik’in, ‘Mülk’ün ve ‘Melek’in anlamına yaklaşabilirsen eğer, anlaşılır.

Sadece yazdığına ‘şiir’ diyene, ‘şiir’ formunda yazana mı verilmiş bu ‘meleke?’

Yooo... O ‘form’u kullananların bile çoğuna verilmemiş.

Bir adım ileri gideyim.

Şairlik, bir ‘meleke’ olarak, yazdıkları şiir tasnifine dahil edilmeyenlere de verilmiş olabilir.

Olabilir değil, olmuş.

Gördüm bunu... Okudum.

Pazar günleri bu köşeyi şiire ayırıyorum.

Ama Kamil Doruk’un yazdıkları şiir addedilmiyor. Ne diyoruz? Hikaye. Ya da öykü.

Şair sınıfından değil. Fakat, ne kadar çok şiir, Kamil Doruk’un yazdıkları!

İtiraf edeyim. Tek sebebi yazdıklarının şiiriyeti değil bugünü Kamil Doruk’a tahsis etmemin.

Özledim de Kamil’i.

Benim okuma sebeplerimden biri de özlemektir. Özlediğimi okurum.

Gittim, ‘Yağ Sevgili Yürek’i alıp okudum. (Büyüyen Ay Yayınları.) Böylece, Kamil Doruk’la biraz haşır-neşir oldum.

Şimdi bir bir yazamam Kamil’in hikayelerini.

Tadımlık, küçük küçük numuneler gösterebilirim.

Kitabın tamamında bir kelime titizliği. Bir ses işçiliği.

Kelimelerin anlamlarının yanı sıra seslerini de gözetiyor.

‘Öykünün kelimeleriyle beraber geldiğini’ söylediğini hatırlıyorum Kamil’in.

Kelimeler de sesleriyle beraber geliyor demek ki...

Yazının akışı içinde alıntıladığım bazı cümlelerde yakalayabilirsiniz bu özelliği.

Şiiriyet demiştim değil mi?

Kamil Doruk’un metinlerinde, çoğu şairin şiirinde olmadığı kadar şiir var.

Şairleri imrendirecek kadar...

“gözlerin kapalı, ama ben biliyorum karaydı.”

“hayalleri hala yaşayan kızlar deodoran değil sabunçiçeği kokar”

“şimdi eşit kullar, eşit ebatlı mermer istasyonlardan eşit rekatlarla uğurlanacaklar.”

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kleptokrasi taşkınları 22 Kasım 2024 | 175 Okunma Cezalılık algısı 18 Kasım 2024 | 209 Okunma Abdülhamit halledilmeseydi kazanır mıydık? 17 Kasım 2024 | 280 Okunma Bir Gazzeli’ye ‘Nasılsın?’ demek 15 Kasım 2024 | 112 Okunma ‘Devlet aklı’ bulunamadı 13 Kasım 2024 | 266 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar