Mağduriyet nazik mesele
Feto darbesinden sonra cemaatlere nasıl bakacağız? Bu soru çok tartışılıyor. Ben de başlamıştım tartışmaya. Fakat aciliyet kesbeden başka bir konu var. Mağduriyetler. İnsanlar elli senedir milleti kene gibi...
Feto darbesinden sonra cemaatlere nasıl bakacağız? Bu soru çok tartışılıyor. Ben de başlamıştım tartışmaya.
Fakat aciliyet kesbeden başka bir konu var.
Mağduriyetler.
İnsanlar elli senedir milleti kene gibi emen, son üç dört yılda dişlerini iyice gösteren, nihayet milletin dinine ve canına kasteden Paralel örgütün müstahak olduğu cezaya çarptırılmasını istiyor.
Örgütün mali kaynaklarının kurutulmasını da istiyor.
Örgüt mensuplarının hatta sempatizanlarının güvenlik birimleri başta olmak üzere kamu görevlerinde milletin başına bela olacakları pozisyonlardan mümkünse tamamen uzaklaştırılmalarının zaruri olduğunda hiçbir ihtilaf yoktur.
Suça iştirak edenlerin mahkum edilmesi konusunda da kimsenin ihtilafı yoktur.
Emniyet ve yargı birimleri, kamu kurumları şu anda bu işle meşguller.
Memleketin geçirdiği tehlikenin büyüklüğü sebebiyle Paralel unsurları tasfiye ederken devletin küreği biraz derine daldırması anlaşılır bir şeydir.
Hatta anlaşılır olmaktan öte lüzumlu bir şeydir.
Adamlar devletin topuyla, tüfeğiyle, tankıyla, savaş uçağıyla memleketi ele geçirmeye kalktılar, sokaklarda çatır çatır adam öldürdüler, iş asla şakaya gelmez.
Risk ne kadar büyükse tedbir de o kadar derin olmalı. Bunu, vicdanı olan herkes takdir eder.
Bir de karşı karşıya bulunduğumuz örgüt dünyanın en hilebaz, en üçkağıtçı örgütü.
Yapabileceği kötülüğün, pisliğin, zalimliğin alt sınırı da yok, üst sınırı da yok.
Öyle takiyyeci ki, kendini gizlemek için Feto’ya sövmek bile serbest.
Yalancılık örgüt içinde öyle ‘sevap’ ki, insanlara iftira attıkça feyz alıyorlar.