Olmaz olsun ‘derin devlet’
Reisicumhur var, Meclis var, Başbakan var, (vardı, şimdi yok) bakanlar var, genel müdürler, müdürler, askerler, siviller, yargıçlar, valiler, kaymakamlar, defterdarlar, muhtarlar, polisler, bekçiler. . .
İyi-kötü, eksik-fazla, tanımlanmış, işlerini doğru veya yanlış yapanlar, başarılılar, başarısızlar...
Bunların hepsinin toplamından bir örgütlenme çıkıyor ortaya.
Ahalinin uzantısı bir örgütlenme. Ahalideki faziletlerin hepsini ve kusurların, zaafların hepsini ihtiva eden bir örgütlenme.
Bir de saydıklarımın kâffesinin işini, işlevini, hakkını hukukunu tespit eden kanunlar, nizamnameler, mevzuat.
Dikkat ederseniz, ilmi bir tarif yapmaya uğraşmıyorum. Çıplak gözle görülebileni arka arkaya sıralıyorum. Eflatun’u bile işin içine sokmadan...
Ne bu? Tarif etmeye çalıştığım?
Devlet.
İyisine iyi dersin, kötüsüne kötü. Diyebildiğin kadar artık.
Aşikare diyemediğini içinden söylersin.
Söyleyemiyorsan, söylenirsin.