'Portakal' bozuluyor
Haritaları sever misiniz? Ben severim. Haritaların kenarındaki 1: 50000, 1:100000 gibi rakamlar da anlamlıdır ve özellikle çocukluğumda, bir haritanın 50 bin kez büyütüldüğünde gerçek ölçülere...
Haritaları sever misiniz? Ben severim. Haritaların kenarındaki 1: 50000, 1:100000 gibi rakamlar da anlamlıdır ve özellikle çocukluğumda, bir haritanın 50 bin kez büyütüldüğünde gerçek ölçülere ulaşacağını düşünmek tuhafıma giderdi.
Jeologlar eskiden dünyanın haritada gördüğümüz gibi olmadığını düşünüyor.
Bunu yakıştırarak mı yapıyorlar yoksa ilmi bir delilleri mi var bilmiyorum. Mesela, Hindistan, bir yerlerden kopup yüze yüze gelmiş, Asya kıtasına yapışmış.
Güney Amerika Afrika’nın güneyinden, Kuzey Amerika ise Afrika’nın kuzeyiyle Avrupa’nın batısından kopup gitmiş.
Bilmiyorum artık, belki Amerikalar sabittir de, Avrupa’yla Afrika doğuya doğru yüzmüştür.
Jeologların bu tespitleri haritaya bakarak yapmaları enteresan.
Yani, sanki kıtalar suda yüzmüşler.
Ben, kıtaların değil de fikirlerin yer değiştirmesiyle daha fazla ilgiliyim.
İlgiliyim dediysem, bir şey anladığımdan değil. Heyecanla ve hayretle seyrediyorum.
İki günlük dünyada, hazzettiğim şeylerden biri bu seyir.
Bir de ‘anlamıyorum’ dediğim zaman bana acıyarak bakanları seyretmek hoşuma gidiyor.
Karaların yer değiştirmesini belki çok yavaş hareket ettikleri için göremiyoruz ama insanların ve fikirlerin yer değiştirmesini takip edebiliriz.
2. Dünya Savaşı’ndan sonra faşizmin işi bitmişti. Bir zaman, faşizm kelimesi bir ideolojinin adı olarak kullanıldığı kadar hakaret maksadıyla da kullanıldı.
Oysa 1930’larda, 40’larda, Almanya ve İtalya başta olmak üzere Avrupa’nın bir çok ülkesinde revaçtaydı.