S 400’ü ne yapsak?

Çuval gibi düştük İstanbul’un ortasına!  Öyle berbat düştük ki, aynaya baksak kendimizi tanımıyoruz, birbirimizin yüzüne baksak birbirimizi...

Ne kadar da büyük iştahla münakaşa ediyoruz. 

Trollerimiz it gibi saldırıyor, tam terazili, planyadan çıkmış gibi konuşmayanlara. 

Arada dava mava da diyorlar ama... Hiç dava alameti yok, ne nezahat, ne nezaket... Belli ki asabiyet cahiliyye asabiyeti.  

Hamiyyete’l cahiliyye. 

‘Haksız da olsa kendi kabileni savun.’ 

Tamam, biz vazifelerimizi ifa edelim. 

İstanbul seçimi için alt alta üst üste boğuşalım. 

Biz boğuşurken arada atı alan Üsküdar’ı geçerse şaşırmayalım. 

Üsküdar ne? At kim?  

Diyelim ki ağır meseleler. Biraz iktisat biraz hariciye.  

Bir komplocu şablonu vardır. Efendim filan yerde patlama oldu. Hıyara zam geldi, onu gündemden düşürmek için! 

Ya da, İstanbul’la uğraşmayın, vatan elden gidiyor... Gibi bir şablon.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kleptokrasi taşkınları 22 Kasım 2024 | 171 Okunma Cezalılık algısı 18 Kasım 2024 | 209 Okunma Abdülhamit halledilmeseydi kazanır mıydık? 17 Kasım 2024 | 280 Okunma Bir Gazzeli’ye ‘Nasılsın?’ demek 15 Kasım 2024 | 112 Okunma ‘Devlet aklı’ bulunamadı 13 Kasım 2024 | 266 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar