Sakın kendi kusurumuza bakmayalım!
Marksizm’dekine benzer bir determinizm, o kadar teferruatlı ve metodolojik tarif edilmemiş olmakla beraber, bizde de vardı. Bilimsel olanını kastetmiyorum. İlkel-komün, kölelik, fedolalizm, kapitalizm, sosyalizm şeklinde sıralanan tarihi...
Marksizm’dekine benzer bir determinizm, o kadar teferruatlı ve metodolojik tarif edilmemiş olmakla beraber, bizde de vardı.
Bilimsel olanını kastetmiyorum. İlkel-komün, kölelik, fedolalizm, kapitalizm, sosyalizm şeklinde sıralanan tarihi döngüyü kastediyorum.
İnsanlığın en sonunda kömünistlikte karar kılacağı, bu aşamada dünyadan kötülüğün kalkacağı düşüncesi, “Ahir zamanda İslam hakim olacak” düşüncesini biraz andırmıyor mu?
Bu döngünün doğru mu yanlış mı olduğunu tartışma ehliyetine sahip değilim. Ama, böyle bir düşüncenin bizim hayatımıza, bazen az, bazen çok etki ettiğini görebilecek durumdayım.
Peygamberimiz’den sonraki zaman, malum, ahir zaman.
Özellikle ‘ahir zaman’la ilgili rivayetlerde, kıyametten önce adaletin hakim olduğu bir devrin geleceğinden bahsediliyor.
Böyle rivayetler şuuraltımızda veya şuurüstümüzde yer etmiş olabilir.
O rivayetlerde bahsedilen zamana çok yakın mıyız acaba?
Şu anda Hicri 1439 senesindeyiz.
Bizim ilk gençlik yıllarımızda henüz 1400’e gelmemiştik.