Şambrelle denize fazla açılmamak lazım
Şambrel’ kelimesinin beni bu kadar gezdireceğini tahmin etmezdim. Çocukken ‘şamrel’ derdik. Niye öyle derdik ne bilelim?
Şoför esnafından halk lisanına geçmiş olabilir.
Bazen ‘şamyel’ diyen de olurdu.
Zaman içinde doğrusunun ‘şambrel’ olduğunu öğrendik. İmla kılavuzlarında, sözlüklerde öyle yazıyor.
Yahu bu kelime nereden geliyor? Dur bir bakayım.
Robe de chambre’ın chambre’ı.
Eee? Sonrası.
Chambre à air.
‘Hava odası’ denilmeyeceğine göre, hava torbası, hava haznesi gibi bir şey dememiz lazım. O da karışık. Ne haznesi, nasıl torba.
Şambreir de denilmez. Türküz biz.
Şamrel de çık işin içinden.
İşte böyle dolaştırdı beni şambrel.
Gözümün önünde bir adam.
Çok da gözümün önünde değil. Biraz ileride.