'Simit'ten 'simit'e fark var
Harfleri, sesleri belli bir düzen içinde bir araya getiriyorsunuz. Bunu dilinizle, nefesinizle, sesinizle telaffuz ediyorsunuz kelime diye bir şey ortaya çıkıyor. Şaşılacak şey! Alemde şaşılacak çok şey var. Bunlardan...
Harfleri, sesleri belli bir düzen içinde bir araya getiriyorsunuz. Bunu dilinizle, nefesinizle, sesinizle telaffuz ediyorsunuz kelime diye bir şey ortaya çıkıyor.
Şaşılacak şey!
Alemde şaşılacak çok şey var. Bunlardan biri de, insanların şaşılacak şeylerin şaşılacak şey olduğunun farkına varmamaları...
Bir istiğna hali. Bir çok bilmişlik.
Harikalar karşısında, ‘O zaten öyledir’, ‘Biz bu filmi daha önce görmüştük’ tavırları.
Nah görmüştünüz!
Her şey hayrete şayandır.
Her şey, her şeyi ihata eden, muhteşem kelimesinin ifadede aciz kaldığı bir kudretin, kesintisiz, noksansız ve akılları durduracak derecede mükemmel yaratmasıyla var oluyor.
Senin o buruşuk aklınla olsaydı, ‘normal’ dediğimiz her vakada yüz kere arıza çıkardı.
Her şehirde sadece gazoz içerken yutma arızasından dolayı günde bir sürü adam ölürdü.
Dır dır dır dır, konuşuyoruz.
Bir kelime söylüyoruz ve kelime bir anlam taşıyor. Bir şeyin adını, bir eylemi ifade ediyor.
‘Ekmek’ diyoruz ve bu beş tane harf rengiyle, rayihasıyla, lezzetiyle mükemmel bir ekmeğin zihnimizde canlanmasına sebep oluyor.
Zihnimizde canlanmakla kalmıyor, eğer açlık hissediyorsanız, canınız çekiyor, bedeninizde bir sürü yer harekete geçiyor.
Böyle bir hadisenin mucizevi olmadığını nasıl söyleyebiliriz?
Kelimeleri art arda diziyoruz. Bu şekilde meramımızı ifade etmiş oluyoruz.
Bu ‘konuşmak’tır. ‘Tekellüm’dür.
Allah insana ‘beyan’ı öğretti.
Beyan: Açmak, açıklamak, ifade etmek.
‘Beyan’, ‘tekellüm’den daha kapsamlı bir şeydir.
İsterseniz şiir, müzik, resim, mimari gibi alanlara kadar genişletebilirsiniz.
Bizim burada meşgul olduğumuz alan şiir.