TOKİ'Yİ öldür,hakkını yeme
Acı duymak ruhun fiyakasıdır’ diyor İsmet Özel, güpgüzel ‘Esenlik Bildirisi’ şiirinde. İsmet Özel’in mısraları, hayatın akışı içinde bu kadar çok dilime geliyorsa, demek ki...
Acı duymak ruhun fiyakasıdır’ diyor İsmet Özel, güpgüzel ‘Esenlik Bildirisi’ şiirinde.
İsmet Özel’in mısraları, hayatın akışı içinde bu kadar çok dilime geliyorsa, demek ki İsmet Özel büyük şair.
Halbuki, bu mısraı hatırlama vesilem pek şairane değil. Hatta, şiirle kıyaslanınca alelade.
‘TOKİ’yi kötülemek, kafanın fiyakasıdır.’
Öyle garantili bir iş ki TOKİ’ye atıp tutmak, bundan istifade etmeyen, bu konforu tatmayan yok. Hele de entel takımı.
Eskiden, ‘Laz müteahhit’ vardı, günah keçisi.
Laz müteahhit bu memleketin çocuğu. İyisini yap dedin de yapmadı mı?
Devlet ipin ucunu koyuverirse, mevzuatıyla, ciddiyetsizliğiyle, sahayı her türlü estetik felakete müsait hale getirirse, müteahhit ister Laz olsun, ister manav, ister muhacir...
Gördük sonra, devletin ürettiği estetiğin bahsi geçen müteahhitlerden daha ileri olmadığını.
Evsiz insanlarımız var.
Hayat, bir insanı evsiz yaşamaya mecbur edecek kadar zor olmamalı. İnsanın başını sokacak bir eve sahip olması bir ‘ütopya’ olmamalı.
Benim, “Acaba Allah, bana kendi evimde oturmayı nasip eder mi?” diye sorduğum zamanlar olmuştur.