Tosunların sakınımı kanunu

Rahmetli Mehmet Ali dedem sanatkâr adamdı.Hayır hayır, müzikten, resimden pek anlamazdı. (Haksızlık etmeyeyim, biraz kaval ve kemençe çalardı. Sanatkarane yapılmış bir caminin duvarındaki taşlara ellerini...

Rahmetli Mehmet Ali dedem sanatkâr adamdı.

Hayır hayır, müzikten, resimden pek anlamazdı. (Haksızlık etmeyeyim, biraz kaval ve kemençe çalardı. Sanatkarane yapılmış bir caminin duvarındaki taşlara ellerini sürüp, “Aah, bunu yapan eller” diye iç çektiğine ben tanık oldum.)

Anladığı şeyler daha çok ‘zenaat’ türünden işlerdi.

Sepet örerdi mesela. Fıçı, külek yapardı. Dayılarıma pantolon gömlek, eğer dikmeye gönlü varsa, dikebilirdi. Demir dövebilirdi. Duvar örebilirdi. Ayakkabı tamir edebilirdi.

Bu işleri nadiren meslek gibi yapardı. Bir defasında tek katlı bir evin taş duvarını para karşılığında ördüğünü iyi hatırlıyorum. Kendi evinin taş duvarını da örmüştü. (O evin taşını topraktan dedemle birlikte söktüğümüz için bunu daha iyi hatırlıyorum.)

Bir kusuru vardı. Tembeldi.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kleptokrasi taşkınları 22 Kasım 2024 | 163 Okunma Cezalılık algısı 18 Kasım 2024 | 209 Okunma Abdülhamit halledilmeseydi kazanır mıydık? 17 Kasım 2024 | 280 Okunma Bir Gazzeli’ye ‘Nasılsın?’ demek 15 Kasım 2024 | 112 Okunma ‘Devlet aklı’ bulunamadı 13 Kasım 2024 | 266 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar