Asla görmezden gelmeyelim!
İnsanların sokaklarda “adalet” arayışına girdiği bir dönemde yine insanlardan “akla ve hayale aykırı teklifler” geliyor. Deniliyorki:“Şu an hapiste olanların hepsi ya PKK’lı ya da...
İnsanların sokaklarda “adalet” arayışına girdiği bir dönemde yine insanlardan “akla ve hayale aykırı teklifler” geliyor. Deniliyorki:
“Şu an hapiste olanların hepsi ya PKK’lı ya da FETÖ’cü, haksızlıklar görmezden gelinebilir.”
Böyle bir teklif karşısında hayrete düşmemek mümkün mü?
Bir taraftan “haktan, hukuktan, adaletten” bahsedilirken böyle bir şey nasıl düşünülebilir?
Ya da nasıl söylenebilir?
Tamam, PKK’lıyı da, FETÖ’cüyü de hak ettikleri gibi cezalandıralım, buna hiçbir itirazımız yok!
Ama “haksızlıkları” asla görmezden gelmeden yapalım bu işi!
Aksine en ufak haksızlığı bile görelim ve bu haksızlıkların mutlaka önüne geçerek yapalım.
Ne zaman “haksızlıkları” görmezden gelmeyi terk edersek bilelim ki sokaklarda aranmakta olan “adalet” işte o zaman ortaya çıkarılmış olacaktır.
Suç işleyenler cezalandırılırken dikkat edilmesi gereken en önemli faktör asla haksızlık yapılmaması olmalıdır.
Zira yapılan “haksızlık” başlı başına bir suçtur.
“Hapistekilerin hepsi ya PKK’lı ya da FETÖ’cü, haksızlıklar görmezden gelinebilir” diye düşünüldüğü anda bu suça “ortak” olmaktan başka bir anlam taşımayacaktır!
Maalesef ülkemizdeki geçerli “hukuk anlayışı” böylesine sakat bir hale gelmiş bulunuyor!
İnsanlar “kendi kafalarına” göre bir hukuk anlayışı ile hareket ediyorlar.
Verilen kararlar kendi kafalarına uygunsa kabulleniyorlar, değilse bir bardak suda fırtınalar koparıyorlar.
Ve hasımları tutuklu ise onlara karşı yapılmış olan haksızlıkların görmezden gelinebileceği yolunda fetva veriyorlar.
Dün Ergenekon’dan tutuklu olanlara bakış açısı böyleydi bugünse PKK’lı ve FETÖ’cüye böyle bakılıyor.
Yani fazlaca “değişen” bir şey yok.