Brunson yetmeyecek...
ABD ile yaşanan krizde “bayrak gemisi” haline gelen Papaz Brunson salıverildi, ülkesine gitti. Peki kriz bitecek mi? Pek mümkün görünmüyor. S-400 alımı hâlâ ABD açısından “NATO’ya ihanet”...
ABD ile yaşanan krizde “bayrak gemisi” haline gelen Papaz Brunson salıverildi, ülkesine gitti.
Peki kriz bitecek mi? Pek mümkün görünmüyor.
S-400 alımı hâlâ ABD açısından “NATO’ya ihanet” gibi görülüyor. İran’a yönelik ambargonun delinmesinden doğan Hakan Atilla davası, Halkbank’a ABD Hazinesi’nin yazacağı ceza, Suriye’nin kuzeyinde Amerikan desteğiyle kurulan PYD-YPG bölgesi, hatta Rumlar’ın Doğu Akdeniz’de petrol arama heveslerine Amerikan Exxon-Mobil şirketinin de dahil olması ve elbette ABD’nin FETÖ’ye yaptığı ev sahipliği…
Bunların hepsi Türk-Amerikan ilişkilerini zehirleyen unsurlar.
Durun daha bitmedi; bir de yaklaşmakta olan kriz, ABD’nin 5 Kasım’da başlayacak olan İran’a yeni dalga ambargosu var. Yani Bruson gitti, kriz bitmedi…
AKP’liler ve yandaşlar, yaşanan ekonomik kriz çerçevesinde ağızlarına IMF’yi sakız etmiş durumdalar. “Türkiye’de artık IMF devri bitti” neredeyse AKP’nin sloganı haline geldi.
Ancak bu IMF konusuna bir de diğer taraftan bakmakta fayda var.
Acaba, AKP hükümeti birden bire tavır değiştirip IMF’yle anlaşma yoluna gitse, IMF Türkiye’ye kredi vermeye nasıl bakar?
Olmaz demeyin; AKP’nin geçmiş uygulamaları zigzaglarla dolu. İsrail’le bir dargın bir barışık politikasına (İsrail Büyükelçisi’nin birkaç hafta içinde Türkiye’ye geri dönüp, yeniden göreve başlaması bekleniyor bu arada), Suriye politikasındaki dönüşlere, (Kardeşim Esad’dan, katil Esad’a uzanan maceraya), Rusya’yla uçak krizinden “stratejik ortaklığa” giden yola, Kuzey Iraklı Kürtler’le düşmanlıktan, Kürt bayrağını Ankara’da göndere çekmeye, sonra tekrar küsmeye varan zigzagları düşünün… AKP söz konusuysa, her şeyin olabileceğini görmedik mi?
IMF’nin Türkiye’yle bugünkü şartlarda herhangi bir anlaşma yapması da çok zor.
B...