İsrail’in 'Afrin' fırsatçılığı
Suriye’de her gelen gün, yeni dengeleri de beraberinde getiriyor. Türkiye’nin Afrin’deki PKK terör örgütü uzantısı PYD-YPG’ye yönelik başlattığı Zeytin Dalı Operasyonu, Suriye’deki...
Suriye’de her gelen gün, yeni dengeleri de beraberinde getiriyor.
Türkiye’nin Afrin’deki PKK terör örgütü uzantısı PYD-YPG’ye yönelik başlattığı Zeytin Dalı Operasyonu, Suriye’deki “dehşet dengesini” değiştirdi.
Ve değişen dengeler, “fırsatçılığı” da beraberinde getirdi.
İsrail’in de, Suriye’nin güneyinde, TSK’nın kuzeyde başlattığına benzer bir operasyona hazırlandığı bilgisi kamuoyuna sızdı.
AKP hükümeti, Zeytin Dalı Operasyonu ile Suriye’de sınırdan 30 km. kadar bir “terörden arındırılmış bölge” oluşturulacağını açıklamıştı.
İsrail’in ise, 40 km. derinliğe varan benzer bir “güvenli bölge” oluşturmayı amaçladığına ilişkin haberler belirmeye başladı.
TSK, Zeytin Dalı Operasyonu’nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kuvvayı Milliye”ye benzettiği -ki bu benzetmeye katılmak elbette mümkün değil- Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile birlikte hareket ediyor.
İsrail’in ise bölgedeki Dürzi milislerle birlikte hareket etmeyi planladığı haberlere yansıdı. Türkiye’nin hedef aldığı PYD-YPG’ye karşı, İsrail’in hedefinde ise Suriye’de Esad ordusuyla birlikte savaşan Lübnan Hizbulllah’ı ve İran destekli Şii güçler bulunuyor.
TSK’nın Zeytin Dalı Operasyonu’na ABD’den gelen tepkiler, “operasyonun sınırlı tutulması, bir an önce bitirilmesi” yönündeydi. Amerikalı yetkililer hemen her açıklamalarında, Suriye’de “IŞİD’le mücadele bitmeden, yeni cepheler açılmaması” mesajları da verdiler.
Bakalım İsrail, Suriye’nin güneyinde benzer bir operasyona giriştiğinde, ABD aynı “telkinleri” Tel Aviv hükümetine de yapacak mı? Yoksa sessiz mi kalacak?
Tahmini olan?
Mehmetçik’in, kendisine verilen hedeflere en kısa sürede ulaşac...