'Kürt koridoru'ndan kaçıp 'Şii koridoru'na yakalanmak
Yanlış dış politika, Türkiye’yi giderek çok daha derin krizlerle karşı karşıya getiriyor. AKP’nin çok yanlış/hayalci/hamaset odaklı Irak ve Suriye politikalarının Türkiye’ye getirdiği...
Yanlış dış politika, Türkiye’yi giderek çok daha derin krizlerle karşı karşıya getiriyor.
AKP’nin çok yanlış/hayalci/hamaset odaklı Irak ve Suriye politikalarının Türkiye’ye getirdiği ilk tehdit, Irak ve Suriye sınırları boyunca oluşabilecek bir “Kürt koridoru” idi.
AKP, kendi yarattığı bu “Kürt koridoru” tehdidiyle baş edebilmek için yeni müttefikler aradı. Ve bula bula Rusya ve İran’ı buldu.
Sonuç; “Kürt koridoru”ndan” kaçarken, “Şii koridoru”na yakalanmak oldu.
Mevcut durumda Irak’ta; Türkmen kenti Kerkük’te bile İran destekli Şii milis gücü Haşd-i Şabi hakim.
Suriye’de, Esad rejimi yanında savaşan İran destekli silahlı Şii milislerin sayısı 90 bine ulaştı.(Halep’te 35 bin, Lazkiye’de 6 bin, İdlib’in kenar mahallelerinde 8 bin Şii milisten bahsediliyor)
AKP, şimdi de sınırlarının hemen altında oluşmaya başlayan, İran merkezli bu Şii koridoruna karşı müttefik aramaya başladı.
O kadar ki, bir yıl önce hakkında esip gürlenen, “karatımda değilsin, muhatabım değilsin” denilen, İranlı olmayan Şii liderlerden bile medet umulmaya başlandı.
Irak’ın Şii Başbakanı Haydar El İbadi’nin, geçen hafta bizzat Erdoğan tarafından Saray’da ağırlanmasını işte bu açıdan okumak gerekiyor.
İbadi, “Başbakan” olmasına rağmen basın açıklamasını Saray’da, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptı.
Üstelik o açıklamada, Erdoğan’ın yanında, yine yaklaşık bir yıl önce Erdoğan’ın yerden yere vurduğu İran destekli Şii milis gücü Haşd-i Şabi’yi öve öve bitiremedi.
İbadi’nin tüm “kaprisleri”, deyim yerindeyse bir taşla iki kuş vurmak için sineye çekildi:
– İlki; “Kürt koridoruna” karşılık, Türkiye-Irak sınırında Kürt kontrolünde olmayan bir bölge yaratıp, buradan bir sınır kapısı açmak; Musul’u Türkiye sınırına bağlayacak, tamamen Bağdat hükümetinin kontrolünde olacak Ovaköy Sınır Kapısı’nı, Irak merkezi yönetimi ile birlikte işletmek. Böylece de Irak’ın kuzeyindeki Kürt bölgesi ile Suriye’nin kuzeyinde YPG-PYD tarafından kontrol edilen Rojava bölgesi arasındaki bağlantıyı kesmek, burada bir “Irak tamponu” oluşturmak.
– İkinci amaç ise İsrail-ABD ortaklığının son dönemde yanlarına Suudi Arabistan’ı da yükseltmeye çalıştıkları “Arap milliyetçiliğini” ateşlemek; Şii İbadi’nin “Arap” kimliğine vurgu yaparak, İran’dan uzaklaştırmak…