Yolsuzluk 'milli dava' değildir!
Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada; Yolsuzluk, yolsuzluktur; “milli dava” değildir. Eğer bir ülkenin kendi hukuk sistemi, ucu ülke dışına da taşan yolsuzlukları temizlemezse, bunları uluslararası hukuk...
Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada;
Yolsuzluk, yolsuzluktur; “milli dava” değildir.
Eğer bir ülkenin kendi hukuk sistemi, ucu ülke dışına da taşan yolsuzlukları temizlemezse, bunları uluslararası hukuk temizler.
Mesela İspanya;
İspanya mahkemeleri, kendi Kraliyet Ailesini yolsuzluktan yargıladı. İspanya Kralı Felipe’nin ablası Prenses Cristina ve eşi Inaki Urdangarin yargılandı ve ceza aldı. Cristina para cezasına, kocası hapis cezasına çarptırıldı. Cristina’nın Prenseslik Ünvanı alındı.
Mesela İsrail;
Halen ülkede Başbakan olan Benjamin Netenyahu’nun eşi Sera Netanyahu yolsuzlukla suçlanıyor. İsrail Adalet Bakanlığı, Sera Netanyahu hakkında, devlet imkanlarını kendi kişisel yemek ve hizmet harcamaları için kullandığı için “iddianame hazırlandığını” daha iki gün önce duyurdu.
Mesela ABD;
Halen Başkan olan Donald Trump’ın kendi adını taşıyan oğlu Donald Trump Jr, seçim yolsuzluğu iddiasıyla ABD Senatosu’nda geçen hafta ifade verdi.
Bu ülkelerin hiçbirinde, kimse de ortaya dökülüp, ülkeyi yönetenlerin karıştığı yolsuzluk davalarını “milli mesele” haline getirmeye çalışmadı.
AKP’li Zafer Çağlayan’ın ve AKP’nin atadığı kamu bankası müdürünün ABD’de Reza Zarrab davasına eklenmesine AKP’den gelen tepkiler ise malum;
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, içinde Çağlayan’a verilen milyonluk Philippe Patek saatlerin bile geçtiği davayı, “Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik bir adım” olarak nitelendirdi.
Tekrar söylemekte yarar var;
Yolsuzluk, yolsuzluktur; Rüşvet, adi suçtur.
Sizin yargılayamadığınızı, başkası elbette yargılar.
Biz de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, “neden benim ülkemin yargısı bu iddiaları soruşturmadı da, ABD’ye kaldı” diye, boynu bükük, kendi kendimize söylenir dururuz…...